Usta, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında 16 Ekim'de Meclis Başkanlığı'na sunulan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Eski bir bürokrat olarak bütçenin hiç 16 Ekim'de Meclis'e teslim edildiğini hatırlamadığını belirten Usta, önceden Anayasa'ya göre teslim için son gün olan 17 Ekim'in son dakikasına kadar bütçenin iyileştirilmeye çalışıldığını belirtti.
Usta, "Bu arkadaşlar çok becerikli olduğundan veya ekonomi çok iyi olduğundan değil, bütçeyi salmışlar. Bir hafta, 10 gün önce olsa da bunu verebilirlerdi." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin yüksek enflasyonla boğuştuğunu belirten Erhan Usta, "Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan, ekonominin her noktasını tahrip eden, vergi kanunları ve mevzuatları dahil tahrip eden enflasyonla mücadele maalesef bu bütçede yok" yorumunda bulundu.
Mevcut bütçede faiz kıtlığı olduğuna da değinen İyi Parti Samsun Milletvekili Usta, yapılan yanlış politikalarında durumu bu noktaya getirdiğini vurguladı.
İktidarın harcamalarında kesinti olması gerektiğini ifade eden Usta, " Maalesef harcama kesintisi yok. Harcamalarda hem katılık var hem de keyfi harcamalarda herhangi bir kesinti yok, vergi artışı getiriyorlar. Faiz artırdılar, vergi artırdılar, başka bir şey yapmadılar. Kendi harcamalarını kıstılar mı, şatafatlarından hiç taviz verdiler mi? Vermediler, çünkü 'İtibardan tasarruf olmaz' diyorlar. 2 yılı aşkın süredir yeni bir hükümet var, iddialı bir kabine var. Bir tane reform mahiyetli örnek gösteremezler. Böyle bir durumda da Türkiye'nin enflasyonla baş etmesi mümkün değil." dedi.
"Bu bütçenin bizi götüreceği bir yer yok"
Usta, 2025 bütçesinde 1 trilyon 931 milyar lira açık öngörüldüğünü anımsattı. Normalde dezenflasyon programının uygulandığı bir dönemde bu açığın düşmesinin beklendiğini ifade ederek, "Maalesef 1 trilyon 931 milyar olan bütçe açığının revizede 2 trilyon 208 milyar liraya yükseltildiğini görüyoruz. 294 milyar lira IMF tanımlı olarak açıkla başlamıştı bütçe, şimdi IMF tanımlı olarak bu yıl sonunda 398 milyar lira açık verilmesi öngörülüyor. Dolayısıyla bu bütçenin bizi götüreceği bir yer yok" şeklinde konuştu.
En büyük sapmanın kurumlar vergisinden geldiğine dikkati çeken Usta, bütçede 2025'te bu verginin 1 trilyon 637 milyar lira olarak öngörüldüğünü, revize tahminde ise 1 trilyon 189 milyar liraya düşürüldüğünü belirtti.
"Sadece 2026'da faizin sapması 459 milyar lira"
Usta sözlerini şöyle sürdürdü: "Artışın önemli kısmı faiz giderlerinden geliyor. 2026 için geçen yıl öngördükleri faiz harcaması 2 trilyon 282 milyar liraydı, bu rakamı 2 trilyon 742 milyara çıkardılar. Sadece 2026'da faizin sapması 459 milyar lira. Mal ve hizmet giderleri, 'Tasarruf ediyorum' diyen bir hükümetin çok kolay kısacağı bir harcama kalemidir. Kurumlar Vergisi'nde 2025'te 448 milyar lira civarında bir düşüş olacağını söylüyorlar, 2026 için de benzer bir sapma var. Geçen yıl, 2026 yılında 'Tahsil edeceğim' dediği kurumlar vergisi tutarı 2 trilyon 182 milyar liraydı ama şu anda dediler, 'Pardon, biz bunu çok yüksek tahmin etmişiz. Bu, 1 trilyon 613 milyar lira olacak' diyorlar. 569 milyar lira kurumlar vergisi 2026 tahmininde aşağı doğru bir sapma var. Bunlar böyle olunca bütçe açığı da geçen yıl söylediklerine göre bu yıl ciddi bir şekilde artıyor.
"2026 için toplam harcamaların yüzde 14,5'i faize gidiyor"
Faiz, bu bütçenin artık en büyük kalemi oldu. Milli Eğitim Bakanlığı falan da değil. Bütçeden aslan payını alan kalem, faiz kalemi. 2026 için toplam harcamaların yüzde 14,5'i faize gidiyor. Bu oran geçen yıl da çok yüksekti ama geçen yıl bile 13,2'ydi. Faiz giderlerinin toplam harcamalar içerisindeki payı bir yılda 1,3 puan artmış. 2016 yılında faizin toplam harcamalar içerisindeki payı yüzde 8,6'ymış. Aslında bu hükümetin en başarılı olduğu kalemlerden bir tanesiydi faizlerin bütçe içerisindeki payını düşürmek ama o hikaye geride kaldı. Artık hızlı bir şekilde artış var, 10 yıl önce yüzde 8,6'ymış, şu anda 14,5. Vergi gelirlerine oranladığımız zaman da faizi benzer bir durum görüyoruz. 10 yıl önce faizin vergi gelirlerine oranı 10,9'muş, şu anda bu 19,9'a çıkıyor. 10 yılda 10 puan vergilerin faize giden kısmında artış var. 2016 yılında 50 milyar lira olan faiz harcamalarımız, 2026 yılında 2 trilyon 742 milyar liraya çıkıyor. 10 yılda tam 55 katına çıkmış faiz giderleri.
"2026 bütçesinde de ışık yok çünkü iktidar tükendi"
Bütçe çiftçiye vermiyor ama Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine, 5 tane yandaş müteahhite para verirken hiçbir şeyi esirgemiyor, onlara karşı son derece cömert davranıyor. 2026 yılında 238 milyar lira KÖİ projeleri için ödenek ayrıldı. Bunun dolar olarak değeri de yaklaşık 5.1 milyar. 2017'den 2025 yılına kadar '5 kuruş ödeme yapmayacağız' dedikleri KÖİ projeleri için yapılan ödeme 27,6 milyar dolar. 2026-2028'de de '16,3 milyar dolar daha ödeyeceğiz' diyorlar. 2017'den 2028'e diye baktığımızda tam 43,8 milyar dolar KÖİ projeleri için devletin hazinesinden, milletin cebinden çıkacak. Bizden topladıkları vergileri, 5 tane müteahhit 11 yıllık bir dönemde 43,8 milyar dolarımızı alacak.
Bu bütçede kepenk kapatan esnaf yok, esnaf tükendi. Ay sonunu getiremeyen emekli tükendi, kayırmacılıktan ezilen gençler tükendi, toprağına küsen çiftçi tükendi, emeği zayi olan işçi tükendi, maaşı kuşa dönen memur tükendi, ev almak hayal oldu, kiracı tükendi, çarkı döndüremeyen KOBİ tükendi, üretemeyen sanayici tükendi, evladının derdiyle kavrulan aileler tükendi. 2026 bütçesinde de ışık yok çünkü iktidar tükendi. O yüzden biz bu bütçenin adını İYİ Parti olarak 'Milleti tüketen tükeniş bütçesi' olarak koyduk. Kendileri tükendi, milleti de tükettiler."