HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 19 MAYIS 2024, PAZAR

Hz. Fatıma’nın (a.s.) şehadetinde İmam Hüseyin (a.s.)

Tarih şahittir ki, Hz. Fatıma (a.s.) babası Resulüllah (s.a.v.)'in rıhletinden sonra hiç gülmemiştir
09.02.2022 11:04
Hz. Fatıma’nın (a.s.) şehadetinde İmam Hüseyin (a.s.)
Hz. Fatıma’nın (a.s.) şehadetinde İmam Hüseyin (a.s.)
Tarih şahittir ki, Hz. Fatıma (a.s.) babası Resulüllah (s.a.v.)'in rıhletinden sonra hiç gülmemiştir. Ve yine, Hz. Fatıma (a.s.) Babasının ardından o kadar gözyaşı dökmüştür ki, tarihte en çok ağlayan beş kişiden biri olarak kabul edilmiştir.



Babasının bu dünyadan göçmesi ona, o kadar ağır gelmiştir ki, bu acı olaydan sonra yaklaşık altı ay kadar yaşamış ve sonra Babasının yanına rıhlet etmiştir.



Altı ay süren bu hasret dolu günlerini ise iki ciğerparesi Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.)'ı yanına alarak Baki Mezarlığı'nda ağlayarak geçirmiştir.



Nihayet çok sevdiği evlatlarından ve eşi Hz. Ali (a.s.)'dan  ayrılma ve Babasına kavuşma ânı gelmiştir. Hz. Fatıma (a.s.) son anlarını yaşadığını hissettiği bir anda, yanında bulunan Esma'ya şöyle buyurdu:



"Ey Esma, bir yemek hazırla ki, ciğer köşelerim eve gelince yesinler ve onların benim yanıma gelmelerine izin verme. Beni bu halde görüp perişan olmasınlar."



Az sonra Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.) Baki Mezarlığı'ndan geri döndüler. Esma onları karşıladı. Yemek yemelerini söyledi.



Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.), "Bizim hiçbir zaman anamızdan ayrı yemek yediğimiz yoktur" dediler. 



Esma, "Ey sevgili çocuklar! Annenizin biraz rahatsızlığı var. Sizin, kendi kendinize yemek yemenizi söyledi."



Çocuklar, "Ey Esma! Biz annemizden ayrı olarak yemek yersek, gönlümüze sinmez" dediler.



Hülasa, yemek yenilmedi. Çocuklar, analarının odasına girdiler. Bir de ne görsünler, Fatıma (a.s.) yatağında yatıyor ve babaları Ali (a.s.) da yastığın üzerine gözyaşları dökerek ağlıyor.



Fatıma (a.s.) oğullarına, "Ey ciğer köşelerim! Bir ara Resulüllah (s.a.v.)'in ravzasına gidin de dua kılın" dedi."



Son nefesini verirken dahi analığı ağır basmış ve çocuklarının o halde görmesini istememişti.



Hz. Fatıma (a.s.), evlatlarını babalarına emanet etmeyi de ihmal etmedi: "İkinci vasiyetim şudur: Benim çocuklarımı sev, say. Onlardan bir küstahlık gelirse hoş göresin"   buyurmuştur."



Hasan ve Hüseyin ise, Baki Mezarlığı'ndan dönerek  onlara katıldı: "Fatıma (a.s.) da Ali (a.s.)'ın vasiyetlerini abuş edip, konuşurken, birdenbire bir bağrışma sedası geldi. Hz. Ali (a.s.) bağırıp çağıranların kim olduğunu anlamak için o tarafa baktı.



Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.)'ın, "Vah ümma vah musibeta! (Vah anamız, vah bu musibet) diye feryat ettiklerini gördü.



Istırapla  Hz. Muhammed (s.a.v.)'in mezarı kapısına koştu sordu: "Ey ciğer köşelerim! Bu ne hâl böyle?"



Çocuklar, "Ey Allah Resulü (s.a.v.)'in ilim şehrinin kapısı  ve ey "la-feta" sanatının arslanı! Anamıza veda etmeye geldik" dediler.



Hz. Ali (a.s.) sordu: "Ey göz nurlarımız! Ananızın ölüm halinde olduğunu nereden bildiniz?"



Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.), "Ey sevgili babamız! Senin emrin üzerine Resulü'nün mezarını ziyaret için yüz tuttuğumuzda, kulağımıza, "Fatıma'nın öksüzleri geldi" diye bir ses erişti.



Ansızın mübarek merkadden bir nidâ gelerek dedi ki: "Ey göz nurları! Durmayıp, geri dönün ki, ananızın yüzünü görüp şereflenin ve kendisine veda edin. Çünkü o ahiret yolcusudur. Ve şimdi Halil İbrahim ve kurban ettiği İsmail, Musa-i Kelim ve Allah'ın Ruhu İsa ve öteki gönderilmiş peygamberler ve kutlu ruhlar, onun tertemiz ruhunu karşılamaya gelmişlerdir. Biz bu haberi duyunca ıstırap içinde Ravza-i Resul'den ayrıldık, geri döndük."



Bu sözleri söyler söylemez, Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.) hemen Fatıma (a.s.)'ın ayağına düşüp feryada başladılar.



Ona şöyle yalvardılar: "Ey sevgili anamız! Bize şefkat gösteren gözünü aç. Bu garip gönül verenlerine bir bakışınla bak ve dile gel de bu bela çöllerinin felaketine uğrayanlarla konuş."



Çocuklarının bu feryatları Fatıma (a.s.)'ın mübarek kulaklarına erişince acıyan gözlerini açtı.



"Ey öksüz yavrularım" diyerek onları yanına çağırdı.



"Ey öksüzler! Acaba benden sonra sizin hâliniz ne olacak?" dedi.



Sonra bütün çocuklarını topladı, kızları erkeklere, erkekleri kızlara emanet edip, hepsini Hz. Ali (a.s.)'a bırakıp Allah'a ısmarladı."



Ölüm ânında annelerinin yanında olmayan Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.) annelerinin vasiyeti gereği gece kılınan cenaze namazına katılmıştır.



Resulüllah (s.a.v.)'in rıhletini gören çocuklar, bu olayı şokunu henüz atlatamamışken, kısa bir süre sonra da anneleri Hz. Fatıma (a.s.)'ı kaybetmişlerdir.



Şimdi başlarını dayayacakları tek bir omuz kaldı. Babaları Hz. Ali (a.s.)'a emanetler…" (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin eserinden) H: Akın Aydın  
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--



logo

   E-posta: bilgi(@)kadirga.com.tr
Tüm hakları Kadırga TV adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr