Bu millet, öyle bir millettir ki bir gecede tarih yazar.
15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar bu sözün ispat edildiği gece oldu.
Yıllarca devletin her kademesine özenle yerleşen FETÖ kendilerince uygun ortamı bulduklarını düşündükleri bir anda, hain emellerini gerçekleştirmek istedi.
Hedefleri ülkemizi geri dönüşü imkansız bir iç savaşın içine sokmak ve nihayetinde taşeronluğunu yaptıkları emperyal güçlerin bu toprakları işgaline zemin hazırlamaktı.
Hain kalkışma yüce Türk milletinin, "Bu vatan bizimdir bizim kalacaktır" şeklindeki asil duruşu sayesinde hüsrana uğradı.
Bu bakımdan 15 Temmuz milletimizin zaferidir.
15 Temmuz, Türk Milletinin her ne şart altında olursa olsun bağımsızlığından vazgeçmeyeceğinin yeni bir ispatıdır.
Bu vesile ile o gece hainler tarafından şehit edilen tüm vatandaşlarımıza yüce Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Ruhunuz şad olsun şanlı bayrağımız sizler sayesinde bu cennet vatan üzerinde dalgalanmaya devam ediyor.
15 Temmuz'u ve 15 Temmuz'a giden yolu doğru anlamak, doğru analiz etmek hayati önem taşımaktadır.
Zira doğru bir tahlil yapılmadığı sürece bizleri yeni 15 Temmuzların beklemesi kaçınılmazdır.
Mehmet Akif'in, "Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın" dediği gibi, Allah bu millete bir daha 15 Temmuz göstermesin!
Bunun için de az önce ifade ettiğimiz gibi, bu alçak kalkışmanın perde arkasını iyi analiz etmek gerekiyor.
Bu da ancak ve ancak merhum genel başkanımız Prof. Dr.
Haydar Baş'ın ortaya koyduğu milli ve dini duruşa sahip çıkmakla mümkündür.
Rahmetli genel başkanımız herkesin "hocaefendi" diye övgüler dizerek örgüt elebaşının arkasından koştuğu bir süreçte, "Bu örgütün dinlerarası diyalog ve ılımlı İslam gibi Vatikan projeleriyle milli ve dini bütünlüğümüzü hedef alan bir ajan faaliyeti olduğunu bıkmadan usanmadan her platformda cesurca dile getirdi.
O'nun bu cesareti kalbindeki sarsılmaz imanından kaynaklanmaktaydı.
Bu duruşu yüzünden hain örgütün türlü iftiralarına, saldırılarına maruz kaldı.
Akif'in İstiklal Marşımıza "Korkma" diye başlaması gibi O da korkmadı, yılmadı, yıkılmadı ve Hakk'ı söyledi.
Hakk'ı söyledi ve kazandı.
İşte bunun son örneği kendisini Selam Tevhid adlı uyduruk örgüte sokup mahkum ettirmeye çalışan FETÖ mensupları.
O'na kumpas kuran hakim ve savcıların hepsi hapse mahkum edildi.
Yani muhterem hocamız, vefatından sonra bile kumpasçılara hadlerini bildirmeye devam ediyor.
Bu vesile ile kendisini bir kez daha rahmetle anıyoruz.
Ömrünü bu millete hizmete adayan merhum Haydar hocamızın sadece bu meselede ortaya koyduğu milli tavır bile, O'nun nasıl bir vatan sevdalısı olduğunu görmemizi için yeter de artar.
Eğer O'nun uyarıları dikkate alınsaydı, ülkemiz FETÖ belasına düçar olmayacak, 15 Temmuz ihanetine maruz kalmayacaktı.
Bu yüzden milletimizin ve devletimizin merhum genel başkanımıza minnet, vefa ve özür borcu olduğuna inanmaktayız.
Ülkemizin milli birlik ve beraberliğinin teminatı ve ihtiyacı dün olduğu gibi bugün de bağımsız Türkiye kadrolarıdır, Haydar Baş duruşudur.
Bu vesile ile bir kez daha 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nü tebrik ediyor, tüm şehitlerimize rahmetler diliyorum.