Kerbela faciasından günümüze Hz. Hüseyin (a.s.)'ın şehit edildiği gün diri tutulmaktadır.
Her sene düzenlenen Kerbela gününü canlandırma programları ve yas merasimleri ile o kara günün hatırlardan çıkmasına mâni olunmaktadır.
O vahim hadisenin olduğu gün, binlerce insan Hz. Hüseyin'in türbesini ve
Ehl-i Beyt şehitlerinin kabirlerini ziyaret etmektedir.
Merasimlerde ve türbe ziyaretinde Kur'an okuyanlar ve dua edenlerin yanında, gözyaşlarına boğulan pek çok insana da rastlanmaktadır.
Bazı kesimler de yapılan bu anma törenlerindeki ağlamaları ve ağıt yakmaları eleştirmektedir.
Ancak tarihî kaynaklar göstermektedir ki, İmam Hüseyin (a.s.)'ın ve yanında şehadet şerbetini içenlerin yasını tutmak büyük bir fazilettir.
"İmam Sâdık (a.s.)'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Hüseyin (a.s.)'ın başına gelenler dışında hiçbir musibete ağlamak yakışık almaz. Hüseyin bin Ali (a.s.)'a ağlamanın pek büyük bir fazilet ve sevabı vardır."
Nitekim İmam Bâkır (a.s.) da şöyle buyurmuştur: "Taraftarlarımıza, İmam Hüseyin (a.s.)'ın makberini ziyarete gitmelerini söyleyin. Zira bizim imametimize inanan iman sahibi herkesin, Ebu Abdullah (İmam Hüseyin) (a.s.)'ın makberini ziyaret etmesi gereklidir."
İmam Câfer Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Hüseyin (a.s.)'ı ziyaret etmek, bütün diğer iyi amellerden daha üstün ve faziletlidir."
İmam Câfer Sâdık (a.s.) Abdullah bin Hammad el-Basrî'ye şöyle buyurmuştur: "Şaban ayının ortalarında Kûfe çevresinden ve diğer bölgelerden bir kısım insanların Hüseyin (a.s.)'ın kabri başına geldiği ve yine kadınların ona ağıt yaktığı, bir kısmının Kur'an okuduğu, bir kısmının Kerbela vakasını anlattığı, bir kısmının mersiye okuduğu ve diğer bir kısmının da ağlaştığı haberi bana ulaştı.
Abdullah b. Hammad diyor ki: "İmam'a, "Evet, canım sana feda olsun, ben de dediklerinizin bir kısmını gördüm" dediğimde, İmam şöyle buyurdu: "Hamd olsun o Allah'a ki, halk arasında yanımıza gelip bizi öven ve bizlere ağıt yakan kimseler kılmış; düşmanlarımızı da hem akrabamız olanlar tarafından, hem de başkaları tarafından ayıplanan kimseler karar kılmıştır; bunlar onları tehdit etmekte ve yaptıkları işleri çirkin görmekteler."
"Mü'minlerin kalbinde Hüseyin'in ölümü hakkında ebediyen sönmeyecek bir hararet vardır."
Cinlerin İmam Hüseyin (a.s.)'ın şehadetine ağlaması
Taberanî'den şöyle rivayet edilmektedir: "Hüseyin (a.s.) şehit düştüğü gün Ümmü Seleme (r.a.) şöyle buyurmuştur:
"Cinlerin ağlamasını, Resulüllah (s.a.v.)'in vefat gecesinden sonra bu geceye kadar hiç duymamıştım. Bu gece yine onların ağlamasını duyunca oğlum Hüseyin (a.s.)'ın şehit edildiğini hissettim.
Cariyeme, "Hele çık sor" dedim. Cariyem çıkıp sorduğunda ona Hüseyin (a.s.)'ın vurulduğunu söylediler. Ve bir kadın cinin ağlayarak şu kasideyi okuduğunu duydum:
"Ey göz ağlayabildiğin kadar ağla. Bu aziz şehitler için ben ağlamazsam kim ağlayacak? O şehitler ki ölüm onları sürükleyip götürdü ve bir adi kulun (Yezid) kudurmuş köpeğinin (Ziyad) ağına düşürdü." (Prof. Dr.
Haydar Baş, İmam Hüseyin eserinden)