İmam Hüseyin (a.s.)'ın annesi, Hz. Fatıma (a.s.)'dır. Resulüllah (s.a.v.)'in son evladı olan Hz. Fatıma (a.s.)'ın üstünlükleri ile ilgili pek çok hadis ve hakkında inmiş ayetler mevcuttur.
Hz. Fatıma (a.s.) hakkındaki şu hadisi hatırlatalım: "Kendi asrının üstünü Meryem'dir. Kızım Fatıma, geçmiş ve gelecekteki bütün kadınların en üstünüdür."
İmam Hüseyin (a.s.)'ın anne tarafından soyu, Hüseyin b. Fatıma bint-i Muhammed b. Abdullah b. Abdulmuttalib b. Hâşim b. Abdulmenaf'tır.
İmam Hüseyin (a.s.), Hz.Fatıma (a.s.)'ın ikinci evladıdır. Hz. Fatıma (a.s.), Hüseyin (a.s.)'ın ağabeyi Hasan'dan başka, Zeyneb, Ümmü Gülsüm ve düşük yaptığı Muhsin isimli çocukları da dünyaya getirmiştir.
Anneye en ihtiyacı olan çağında, Hz. Hatice (a.s.)'ı kaybeden Hz. Fatıma (a.s.), Cenab-ı Hakkın bir takdiri olarak babası Hz. Peygamberin (s.a.v.) elinde yetişmiştir. Bu üstün öğretmenin eğitimi ile doruk noktada bir mürşide hâline gelmiştir.
Yetiştirdiği evlatları İslam tarihinde adları, İslam'ın muhafazası ve yayılmasında önder olan kahramanlar olarak anılmaktadır.
"Resulüllah (s.a.v.)'in Mikdad'a şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Mü'minlerin kalplerinde Hüseyin (a.s.) için gizli bir muhabbet vardır ki, o muhabbetin kaynağını annesinde aramak gerekir."
Hz. Fatıma (a.s.) bambaşka bir âlemdir.
Varlık âlemine ilahî bir emirle gelen Hz. Fatıma için babası Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, "Allah-u Teala, kızım Fatıma'nın kalp ve azalarını, imanla öyle doldurmuştur ki, Allah'ın itaati için kendisini bütün meşguliyetlerden uzak tutmaktadır" buyurmuşlardır.
Her ânını ibadetle ve kulluk şuuru ile geçiren bu annenin evladı, ümmetin kurtuluşu için kanını esirgemeyen şehitlerin efendisi olmuştur.
Hz. Fatıma (a.s.)'ın Hz. Hüseyin (a.s.)'a hamile olduğu dönemde yaşadıkları ile ilgili rivayetleri aktaralım:
"Hz. Fatıma (a.s.), oğlu İmam Hüseyin (a.s.)'ın makamı hakkında kendisine soru soran Mikdad'a şöyle buyurdu:
"Hamileliğimden bir ay geçtikten sonra, kendimde acı verici bir sıcaklık hissettim. Bu konuyu Babamla konuştum. Benden bir testi su istedi, dua etti. Sonra ben ondan biraz içtim ve Allah, beni bu sıkıntıdan kurtardı.
Hamileliğimin kırkıncı gününden sonra sırtımda karıncanın hareketine benzeyen bir hareket hissetmeye başladım. İkinci ay sona erene kadar bu haldeydim.
Allah'a yemin olsun ki, o hareket ettikçe ben yemekten-içmekten kesiliyordum. Allah beni bundan korudu.
Üçüncü ay geçtikten sonra evimde çok bereket gördüm. Dördüncü aya eriştiğimde Hüseyin'le olan hem halliğimden dolayı korkum, sıkıntım yok oldu.
Devamlı mescidde idim. Sadece gerekli ihtiyaçlarımı karşılamak için mescidden dışarı çıkıyordum. Beşinci ay geçene kadar vakti böyle geçirdim.
Altıncı ay geldiğinde karanlık gecelerde lambaya ihtiyacım olmadı. Sessiz bir yerde seccade başına geldiğimde, karnımda tesbih ve takdis sesleri duymaya başladım. Bu olaydan dokuz gün sonra da kendimde güç ve kuvvet buldum. "
Ebu Hatice, Ebu Abdullah (Câfer) (a.s.)'dan şöyle rivayet etmiştir:
"Fatıma (a.s.), Hüseyin (a.s.)'a hamile kalınca, Cebrail Resulüllah (s.a.v.)'e geldi ve dedi ki: "Fatıma bir oğul doğuracak, senin ümmetin senden sonra onu öldürecektir."
Bu yüzden Fatıma (a.s.), Hüseyin (a.s.)'a hamile kaldığında bundan hoşnut olmadı, doğurduğunda hoşnut olmadı.
Sonra Ebu Abdullah (a.s.) şöyle dedi: "Dünyada bir annenin erkek çocuğu doğurduğunda sevinmediği görülmüş şey değildir. Ancak Fatıma onu doğurduğuna sevinmedi, çünkü öldürüleceğini biliyordu."
Şu ayet de bu olayla ilgili olarak inmiştir:
"Biz insana ana babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer."
Muhammed b. Amr ez-Zeyyat, arkadaşlarımızın birinden o da Ebu Abdullah'dan şöyle rivayet etmiştir: "Cebrail, Muhammed (s.a.v.)'e indi ve O'na dedi ki:
"Ya Muhammed! Allah Sana, Fatıma'nın doğuracağı ve Senden sonra ümmetinin öldüreceği bir erkek çocuk müjdeler."
Dedi ki: "Ya Cebrail! Rabbime selam söyle, Benim, Fatıma'nın doğuracağı ve Benden sonra ümmetim tarafından öldürülecek olan bir erkek çocuğuna ihtiyacım yoktur."
Cebrail göğe yükseldi, sonra tekrar indi ve önceki sözlerini yineledi.
Peygamberimiz (s.a.v.) dedi ki: "Ey Cebrail! Rabbime selma olsun, Benim, Benden sonra ümmetim tarafından öldürülecek bir oğula ihtiyacım yoktur."
Cebrail göğe yükseldi, tekrar indi ve dedi ki:
"Ya Muhammed! Rabbin Sana selam söylüyor ve imamlık, velayet ve vasilik makamını Senin zürriyetine verdiğini müjdeliyor."
Peygamberimiz (s.a.v.), "Şimdi razı oldum" dedi.
Sonra Fatıma (a.s.)'a, "Allah Bana, senin doğuracağın ve Benden sonra ümmetimin öldüreceği bir erkek çocuğunu müjdeledi" diye haber gönderdi.
Hz. Fatıma, "Benim doğuracağım ve Senden sonra ümmetin tarafından öldürülecek bir erkek çocuğuna ihtiyacım yoktur" diye cevap verdi.
Peygamberimiz (s.a.v.) ona tekrar haber gönderdi:
"Allah imamlığı ,velayeti ve vasiliği Benim zürriyetime bahşetti."
Bunun üzerine Fatıma (a.s.) şu cevabı verdi: "Şimdi razı oldum." (Geniş bilgi için bknz. Prof. Dr.
Haydar Baş, İmam Hüseyin eseri)