23 Aralık, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önemli bir kırılma noktasının yıl dönümü. Tam 95 yıl önce, 23 Aralık 1930'da İzmir'in Menemen ilçesinde yaşanan olaylar, genç cumhuriyetin laiklik ilkesine karşı girişilen bir isyanı simgeliyor. Bu yazı, Menemen Olayı'nın detaylarını, Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın şehit edilmesini ve Mustafa Kemal Atatürk'ün tepkisini ele alacak. Olay, cumhuriyet karşıtı güçlerin tehdidini gözler önüne sererken, Atatürk'ün kararlı tutumuyla bastırılmıştı.
Menemen olayı nedir?
Menemen Olayı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun hemen ardından, laik reformlara karşı dini motifli bir ayaklanma olarak tarihe geçti. Olay, Nakşibendi tarikatına bağlı Derviş Mehmet ve yandaşları tarafından organize edildi. Bu grup, şeriatı geri getirmek ve cumhuriyeti devirmek amacıyla Menemen'de toplandı.
Siyasi bağlamda, olay Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurulduğu ve kısa süre sonra kapatıldığı bir döneme denk geliyor. Olayın kökeni, tarikat üyelerinin gizli toplantılarına dayanıyor. Bu karanlık tipler insanları etkilemek için dini sloganları kullanmaktanda hiç çekinmediler.
Olayın gelişimi
23 Aralık 1930 sabahı, Derviş Mehmet liderliğindeki altı kişilik grup, Menemen'e gelerek cami önünde toplanmaya başladı. Kendilerini "mehdi" ilan eden Derviş Mehmet, yeşil bayraklar taşıyarak şeriatı ilan etti ve halkı cumhuriyete karşı isyana çağırdı. Kısa sürede kalabalık büyüdü ve hükümet konağına doğru ilerlediler. Yerel jandarma ve askeri birlikler müdahale etmek için harekete geçti. Olay, hızla şiddetlendi, isyancılar silahlı ve kararlıydı, cumhuriyetin sembollerine saldırıyorlardı.
Kubilay'ın şehit edilmesi
Olayın en trajik kısmı, Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın müdahalesi sırasında yaşandı. Menemen'de yedek subay olarak görev yapan Kubilay, emrindeki askerlerle isyancılara karşı koydu. Ancak askerlerin bir kısmı korkuyla kaçınca, Kubilay yalnız kaldı. Bekçi Hasan ve Şevki ile birlikte direndi, fakat isyancılar tarafından yakalandı. Derviş Mehmet'in emriyle başı kesilerek şehit edildi.
Bu vahşi cinayet, cumhuriyetin genç subaylarının fedakarlığını simgeliyor ve olay "Kubilay Olayı" olarak da anılıyor. Kubilay'ın cesedi, isyancılar tarafından sokaklarda teşhir edildi, bu da olayın barbarlığını gözler önüne serdi.
Atatürk'ün tepkisi
Mustafa Kemal Atatürk, olayı duyunca büyük öfke ve üzüntü yaşadı. Hemen orduya bir taziye mesajı gönderdi: "Büyük ordunun kahraman genç subayı ve Cumhuriyetin ülkücü öğretmenler ordusunun değerli üyesi Kubilay'ın temiz kanı ile Cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiştir."
Atatürk, hükümetin olayı yerel bir olay olarak görmesine karşı çıktı; bunu kapsamlı bir irtica hazırlığının parçası olarak değerlendirdi. Bazı kaynaklara göre, öfkesinde "Menemen'i yakalım" gibi ifadeler kullandığı iddia edilse de, bu doğrulanmamıştır ve Atatürk böyle bir emir vermemiştir. Bunun yerine, sıkıyönetim ilan edilmesini sağladı ve suçluların hızla yargılanmasını emretti. Atatürk'ün tepkisi, cumhuriyetin laiklik ilkesini koruma kararlılığını gösterdi.
Olayın ardından, Derviş Mehmet ve 27 yandaşı idam edildi, birçok kişi hapis cezası aldı. Menemen'de sıkıyönetim uygulandı ve cumhuriyet karşıtı faaliyetler bastırıldı. Bu olay, Atatürk'ün reformlarını hızlandırdı ve laiklik vurgusunu artırdı. Bugün, Kubilay'ın anıtı Menemen'de bulunuyor ve her yıl anma törenleri düzenleniyor. Olay, cumhuriyetin karşılaştığı tehditlere karşı uyanıklık dersi olarak hatırlanıyor.