Prof. Dr.
Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 26.06.2015 tarihli yazısıdır
İslam'da halife tayini nasp iledir. Bir kişinin veya bir grubun reyi ile halife tayini yani demokratik yolla bir belirleme söz konusu olamaz.
Kur'an-ı Kerim'de halifenin Allah'ın emri ile seçildiğine dair ayetler bulunmaktadır: "Ey Muhammed! Hani Rabbin meleklere: Ben muhakkak yeryüzünde bir halife yaratacağım, demişti." (Bakara, 30)
"Ey Davud! Seni yeryüzünde halife kıldık." (Sa'd, 26)"Ey İbrahim! Seni insanlara imam ettim." (Bakara, 124)
"Ve içlerinden sabrettikleri zaman, emrimizle doğru yola ileten imamları çağıracağız." (Secde, 24) Bu ayetlere göre Allah, önderleri nasp ediyor.
"Ey Elçi! Rabbinden sana indirileni duyur; eğer bunu yapmazsan, O'nun elçiliğini duyurmamış olursun." Maide Suresi'nin 67. ayetinin nazil olmasından sonra da Hz. Peygamber, Hz. Ali'yi Allah'ın emriyle halife olarak ilan etmiştir.
Hz. Peygamber'in Hz. Ali'nin hilafetiyle ilgili çok sayıda hadisi bulunmaktadır.
Sünni Muhammed b. Yusuf Genci eş-Şafii, Kifayet'ut-Talib'in 44. babında şu hadisi nakleder:
"O, Ali (as), müminlerin sultanıdır; o ondan gelinecek olan kapımdır; o benden sonra halifemdir."
Sünni Süleyman Belhi, Menakıb'dan naklen şu hadisi nakleder: "Beni nübüvvete seçene ve beni mahlûkatın en üstünü kılan Allah'a and olsun ki, (Ey Ali) şüphesiz sen, Allah'ın kullarına olan hücceti, O'nun sırrının emini ve O'nun kullarının halifesisin."
Sünni âlimlerden Hafız ebu Nuaym Ahmed b. Abdullah İsfahani'nin Hilyetu'l Evliya adlı eserinin 1. cilt 63. sayfasında Resulullah'tan (saa) şöyle nakledilir: "Ey Ensar topluluğu! Sizleri sıkıca sarıldığınız takdirde asla sapmayacağınız bir kimseye hidayet edeyim mi?"
Ashap: "Evet, ya Resulullah (saa)" deyince, Hz. Peygamber (saa) şöyle buyurdu: "Sarılmış olduğunuz takdirde delalete düşmeyeceğiniz o kimse (gördüğünüz) bu Ali'dir. Öyleyse benim sevgimle onu seviniz; benim kerametimle ona ikramda bulununuz. Şüphesiz Cebrail, Allah tarafından size söylediklerimi bana emretti."
Resulullah (saa) buyurmuştur ki: "Miraç Gecesi beni göğe götürdüklerinde Peygamberleri topladılar, ben de onlarla beraber oturdum. Bir melek gelerek bana şöyle dedi: Allah-u Teala buyuruyor ki, 'Bu peygamberlerden ne üzere gönderildiklerini sor.'
'Ne üzere gönderildiniz?' diye sorduğumda, 'Senin peygamberliğin ve Ali bin Ebi Talib'in velayeti üzere gönderildik' dediler. (Tefsir'i Ebu'l Futuh, c.10, s. 92)
Sünni eserlerden Tarih-i Bağdadi'de de şu hadis rivayet edilmektedir: "Resulullah (saa), Ali'ye şöyle buyurdu: Ey Ali (as)! Allah'tan senin için beş şeyi sordum (istedim), dördünü verdi ve birini men etti.
Bana, senin için şunları verdi: kıyamet gününde yer ilk senin üstünden yarılacak. Sen benimle beraber ve Liva-i hamd senin elinde olacak, onu sen taşıyacaksın. Senin benden sonra müminlerin velisi olduğunu bana verdi." (Tarih-i Bağdadi, c.4, s.339)
Sünni âlimlerden İbn Esir-i Cezri'nin eserinde Ebu Said el Hudri'den şu rivayet vardır: "Resulullah (saa) ahdi bozanlara, adaletten sapıp zulmedenlere ve dinden çıkanlara karşı savaşmamızı emretti.
Bizler sorduk ki, 'Ey Resulullah (saa)! Bizlerin bu toplumlara karşı savaşmamızı emrettin, hangi önder ile onlara karşı savaşalım?
Resulullah (saa) buyurdu ki: Ali bin Ebu Talib ile beraber onlara karşı savaşacaksınız. Ammar bin Yasir, Ali ile beraberken öldürülecek." (Usd'ul Gabe fi Ma'firet el Sahabe, s.114)
Sünni eserlerden Menakıb'da Resulullah (sav) buyurdu ki: "Her peygamberin vasi ve varisi vardır; benim vasi ve varisim ise Ebu Talib oğlu Ali'dir." (Menakıb-i ibn-i Meğazili, s.201)
Sünni Muttaki Hind'in eserinden: Resulullah (saa) şöyle buyurdu: "Bana iman edip, beni tasdik edene Ali bin Ebi Talib'in velayetini tavsiye ederim. Her kim onu veliyülemr edinirse beni edinmiş olur ve her kim beni veliyülemr edinirse Allah'ı edinmiş olur.
Her kim Ali'yi (as) severse beni sevmiş olur, beni seven ise Allah'ı sevmiştir.
Her kim Ali'ye (as) buğz ederse bana buğz etmiştir. Bana buğz eden ise şanı yüce olan Allah'a buğz etmiştir." (Muntahab'ul-Kenz, Muttakıyy-i Hind, s.32)
Sünni eserlerden Tarih-i Bağdadi'den rivayetle: "İbn-i Abbas dedi ki: Resulullah (saa) şöyle buyurdu: Kıyamet gününde biz dört kişiden başka herkes yayandır. Bunun üzerine amcası Abbas ayağa kalkıp şöyle dedi: Bu dört binici kimlerdir, ey Resulullah?
Resulullah (saa) buyurdu ki: Ben Burak'ın üstünde olacağım. Yüzü insan yüzü gibi, yanakları ise at yanağı gibidir...
Resulullah (sav) Burak'ı vasf ettikten sonra Abbas dedi ki: 'Daha kimler ey Resulullah (saa)?
Resulullah (saa) şöyle buyurdu: Ve kardeşim Salih (as) kavminin kestikleri devesi üzerinde olacak. Abbas dedi ki: Daha kimler ey Resulullah (saa)? Resulullah (sav) şöyle buyurdu: Ve amcam Hamza bin Abdülmuttalib, Allah ve Resulunün (saa) aslanı, şehitlerin seyidi. Benim devemin üzerinde olacak.
Abbas dedi ki: Daha kimler ey Resulullah (saa)? Resulullah (sav) buyurdu ki: Ve kardeşim Ali (as) cennet develerinin birinin üzerinde olacak. Devesinin ayağındaki aksaklık incidendir, devenin mahmeli ise kırmızı yakuttandır? Ali'nin (as) elinde liva-i hamd olacak ve kendisi, Allah'tan başka ilah yok ve Muhammed onun Resulüdür, diye nida edecektir.
Hazır bulunan halk diyeceklerdir ki: Bu ancak mürsel bir nebi ya da Allah'a yakın olan bir melektir.
Bu sözler üzerine arşın ortasından şöyle bir ses gelecek: Bu (İmam-ı Ali) ne yakın bir melek, ne de mürsel bir nebidir, ne de arşı taşıyandır. Bu Ali bin Ebi Talib'dir. Rabbül âleminin Resulünün vasisidir. Takva sahiplerinin imamı, elleri ve ayakları pak olanların önderidir." (Tarih-i Bağdadi, s.11, s.112-113)
Bu ayet ve hadislerden anlaşıldığı üzere hiçbir şüpheye mahal vermeyecek hidayet önderi, Resulullah'ın halifesi ve emiri Ali kerremellahu vechedir.
Allah şefaatinden ayırmasın. Nübüvvetin sona ermesiyle, velayet dönemi İmam Ali ile başlamıştır ve kıyamet sabahına kadar 12 imamla devam edecektir.