Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 03.09.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır
Dünya Barış Günü olarak kutlanan 1 Eylül Türkiye'de de çeşitli illerdeki etkinliklerle gündem edildi. Savaşların gölgesinde yaşayan dünya insanlığı için barış kelimesi artık gerçek manasını ifade etmemektedir. İnançların mücadelesini yaşayan insanoğlu, son dönemde bunun yansımasını kaynaklar savaşı bahanesi ile Ortadoğu'daki İslam aleminde görmüştür.
Kapitalizmin hediyesi olan "günler" konusu ise büyük bir aldatmacadır.
İşçilerin günü, çiftçilerin günü, sağlık çalışanlarının günü, barış günü vs. günler aslında kağıt üzerinde kalan insan haklarından başka bir şey değildir.
İnsan hakları ifadesi, Batı medeniyetinin eseridir. İslam dünyasında birey hakları ile doğar. Devletin vazifesi doğuştan gelen bu hakların kullanılmasını ve devamını sağlamaktır. Can emniyeti, mal emniyeti, namus emniyeti, din ve vicdan hürriyeti ve vatan toprağının kutsallığı korunması gereken beş değerdir.
Batıda ise haklar elde edilir. Gün olarak kutlanan da elde edildiği iddia edilen bu hakların kazanımıdır. Verildiğinden bahsedilen her hak kağıt üzerinde kalmış, kutlama günleri hak arama seferberliğine dönüşmüştür.
Sebep, masa başında dağıtılan hakları hayatın içinde verebilecek insanın yetiştirilememiş olmasıdır.
Kurumların devamına çalışan Batı için insan meselesi hep geri planda kalmış ve sadece kurumlara hizmet ettiği sürece önemsenmiştir. Aksi halde yaşam hakkından başladığı iddia edilen insan hakları bugün kan ve gözyaşı olarak tezahür eder miydi? Özellikle İslam dünyasına yönelik savaşlar, işgal ve asimile hareketi olarak yüzyıllardır devam etmektedir.
Demokrasi ve insan haklarından bahsedenler kan ve gözyaşının müsebbibidirler. Türkiye'de de Barış Günü, "savaşa hayır" gösterilerine sahne olmuştur. Türk halkı bugün yanı başında devam eden ve bir manada desteklediğimiz bir iç savaşı izlemektedir. Meşru hükümetin gitmesine yönelik baskı, liderini destekleyen sivil halkın ölümüne neden olmaktadır.
Savaşla barışı getirdiklerini iddia edenlere karşın, yurdun pek çok yerinde barış günü, savaş istemeyen vatandaşlarımızın gösterileri ile kutlanmıştır. Barış Günü'nün savaşı çağrıştırması, yapılan yanlışın da göstergesidir.
Dünya halkları savaşlardan, işgalden, sivil katliamlarından, maddi menfaatler sebebiyle yetim çocuklardan ve dul kalan eşlerden, dağılan ailelerden, yıkılan düzenlerden yorulmuştur.
İnsanlık barışı, huzuru ve kardeşliği aramaktadır.