HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 13 NİSAN 2025, PAZAR

Türk Milleti ikinci Sevr'e müsaade etmeyecektir

14.08.2023 00:00

Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 16.08.2002 tarihli yayımlanan yazısıdır


 

Tarih boyunca kurulan 16 Türk devletine baktığımızda tamamının milli politikalarında kayıtsız şartsız bağımsızlığı esas aldığını görürüz.

 

Bağımsızlık Türk Milletinin karakteridir. Asla baskılara boyun eğmez. Ancak adil ve şerefli bir yaşam tarzını kabul edebilir.

 

Bu ruhtur ki, kurulan Türk Devletlerini asırlarca dünya sahnesinde baş etmiştir.

 

"Gök kubbe çadırımız, güneş bayrağımızdır" diyen Oğuz Kaan, yeryüzünün tamamını kuşatacak kadar geniş; güneş gibi güçlü, azametli ve her yanı aydınlatan bir bayrağa sahip olacak kadar iktidar sahibi bir devleti bu bağımsızlık ruhuyla kurmuştur.

 

Fransa kralı Fransua'ya "Ben ki Anadolu'nun ve Rumeli'nin ve Fas'ın ve Tunus'un ve Hicaz'ın ve Mısır'ın ve Azerbaycan'ın ve Yemenin Sultanı Kanuni Sultan Süleyman, sen ise Fransa Kralı Fransua" dedirten, 3 kıtaya hükmeden büyük Osmanlı'nın yine bu ruhla meydana getirdiği kudrettir.

 

Bu sebepledir ki, Türk'e karşı ittifak etmiş Batı, her defasında önünde eğilmek zorunda kalmıştır.

 

Yakın tarihimizde verdiğimiz Kurtuluş Savaşı ve neticesinde bu savaş kadar çetin geçen müzakereler sonucunda imzalanan Lozan Antlaşması, Türklerin tarihlerinden aldıkları güçle kazandıkları büyük kahramanlıklardır.

 

Lozan Antlaşması Türk Milletinin Avrupa karşısında elde ettiği benzeri görülmemiş bir siyasi zaferdir.

 

Bir milletin bağımsızlığı istikametinde verdiği insanüstü gayretin diplomatik neticesidir.

 

Atatürk bu antlaşmadan söz ederken şöyle der: "Lozan, Türk Milletine karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşması'yla tamamlandığı sayılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir."

 

Sevr Türk Milletinin yok oluşunu hedefleyen büyük bir suikasttı. Osmanlı Padişahı Vahdettin, koşullarını çok ağır bularak ilk önce imzalamaktan çekindiği bu belgeyi, 10 Ağustos 1920'de kabul etmek zorunda kalmıştır.

 

Hükümetin zorla imzaladığı Sevr'i Türk Milleti asla kabul etmemiş ve başlattığı mücadele ile onu uygulanmadan tarihe gömmüştür.

 

Büyük bir liderin önderliğinde, Kuvây-ı Milliye ruhuyla şahlanan bir milletin, her türlü imkansızlıklara rağmen, bir ve beraber hareket ederek kazandığı bu eşi görülmemiş zafer, Batının Türkiye üzerindeki paylaşım planlarını yıkmış ve Lozan'la yeni bir devletin kurulmasını sağlamıştır.

 

Bugün, AB'ye girmek uğruna her türlü tavizi yerine getiren siyasi irademiz, tarihte Sevr'i önümüze koyan devletlerin şu anda bu birliğin birer üyesi olduğunu asla hatırdan çıkarmamalıdır.

 

Tarih tekerrürden ibarettir. Geçmişte Haçlı ittifakları ile bizi yok etmek maksadıyla birleşen Hıristiyan alemi; günümüzde AB adında farklı bir görünümle karşımızdadır. Maksat ise değişmemiştir.

 

Lozan müzakereleri sırasında Lord Curzon'un İsmet Paşaya söyledikleri Batının Sevr'i unutmayacağının, sadece şartlar müsait hale gelene kadar erteleneceğinin en açık ispatıdır. Şöyle demiştir Lord Curzon: "Konferansta bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız. Dediklerimizin hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu kanaate vardık ki, ne reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz. Memleketiniz haraptır. İmar etmeyecek misiniz? Bunun için paraya ihtiyacınız olacak. Parayı nereden bulacaksınız? Unutmayın ne reddederseniz hepsi cebimdedir... İhtiyaç sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz."

 

2002 yılında, AB'ye üyelik için Katılım Ortaklığı Belgesi ile Türkiye'den istenenler incelendiğinde, Sevr'in halen unutulmadığı ve geçerliliğini üstü kapalı bir şekilde koruduğu anlaşılır.

 

Sevr'de Türk heyeti tarafından şartsız kabulünün istendiği kapitülasyonlar "TBMM hükümeti çağdaş devlet kavramıyla, kamu hukuku ilkelerine doğrudan doğruya aykırı olan kapitülasyonların yeniden konulmasına kesin olarak katlanamaz" şeklindeki İsmet Paşa'nın Lozan'daki kesin tavrıyla kaldırılmıştır.

 

Avrupa'nın utancı olarak görülen Lozan'ın reddettiği tüm maddeler, bugün farklı ifadelerle önümüze koyulmaktadır.

 

AB'ne üyelik de, önemli bir köprü zannettiğimiz Gümrük Birliği'ne dahil edilmemiz de kapitülasyonların günümüz versiyonudur. Gümrüklerimizi tek taraflı sıfırlayarak Avrupa'nın açık pazarı haline gelen Türkiye'nin bu anlaşmadan zararı 60 milyar $ olmuştur.

 

Sevr anlaşmasıyla İngiliz, Fransız, İtalyan ve Osmanlılardan kurulacak komisyon bütçe üzerinde söz söylemede yetkili olacaktır. Türk parasının cins ve miktarını düzenleyecek olan bu komisyonun yerini bugün, verilen borç kredilerinin garanti altına alınmasını temin gerekçesiyle hareket eden IMF direktörleri almıştır.

 

Hatta 2000 yılında AB'nin Genişlemeden Sorumlu üyesi Verheugen, "Türkiye bütçesini oluştururken söz hakkı bizde" diyebilmektedir.

 

Azınlıklara istedikleri her derecede okul açabilme serbestisi tanıyan Sevr, 2002 yılının Ağustosunda TBMM'den geçen yeni düzenlemelerin yanında daha iyimserdi.

 

Bugün kabul edilen düzenleme ile, azınlık vakıflarının mülk edinme hakkı, yabancı derneklerin ülkemizde faaliyet gösterme hakkı, yabancıların toprak edinme hakkı dahi yasal garanti altına alınmıştır.

 

Yine Sevr'e göre, Türk Silahlı Kuvvetleri müttefik komisyonların kontrolleri altında tutulacaktı.

 

O tarihlerde gerçekleştirilemeyen bu uygulama, bugün Avrupa'nın en güçlü ordusu olan Türk ordusuna Katılım Ortaklığı Belgesi ile yapılmak istenmektedir.

 

"Ordunun küçültülmesi" talep edilirken, AGSK'nın karar mekanizmasına da dahil edilmeyerek sadece AB'nin emrinde küçük bir müfrezeye dönüştürülme çabaları vardır.

 

Bugün Sevr'deki benzerinden çok daha tehlikeli bir şekilde hayata geçirilmek istenen madde ise şöyledir:

 

"Anlaşmanın uygulanmasına başlandıktan 1 yıl sonra, Doğu Anadolu'da bağımsız bir devlet kurmak istenirse, onların bu istekleri Cemiyet-i Akvam (BM) tarafından kabul edilerek Osmanlılara tavsiye edilirse, Osmanlılar bu tavsiyeyi yerine getireceklerdir."

 

Bütünlüğümüzü hiçe sayan bu ağır madde, Avrupa Parlamentosu'nun pek çok kararında bugün de dile getirilmektedir.

 

Görüldüğü gibi, 1920 Türkiye'sinde Sevr'i kabul etmeyen milletimiz, bugün her sahadaki kuşatılmışlıkla o günkünden daha ağır şartlar içindedir.

 

Millet aynı millettir. O günün esaretini kabul etmeyen milletimiz, bugün de işgali ve esareti asla kabul etmeyecektir.

 

Peki, ne değişmiştir de, 1920'de gösterilen tavır bugün sergilenememekte, tam aksine, adeta bir şölen havası verilerek ülke bu badirelere itilmektedir?

 

Değişen sadece siyasî iradenin zihniyetidir.

 

İsmet Paşa, tarihin en büyük diplomasi zaferlerinden sayılan Lozan'da Amiral Bristol'a şunu demişti:

 

"Türkiye'nin içişlerine yabancılar tarafından hiçbir şekilde müdahaleye olanak vermeyen mutlak bağımsızlık sorunu şimdi ve ebediyen çözülmelidir. Bu Türk halkının kendi isteğidir. Türkiye her şeyi göze alarak ve doğacak bütün sonuçları kabullenerek bu konudaki tavrını ve görüşünü asla değiştirmeyecektir."

 

Bugün, siyasi irademiz, mutlak bağımsızlığı devletin ve milletin varlığının, temel sebebi gören yaklaşımı yitirmiştir.

 

Oğuz Kaan gibi gök kubbeyi çadır, güneşi bayrak yapacak kadar engin hedefleri olması gereken devlet adamı vasfını yitirmiştir.

 

Bu sebeple AB tek kurtuluş görülmekte, bağımsızlık ve bütünlük uğrunda millete hiç danışılmadan verilen tavizler önemsenmemektedir.

 

Mandacı ve IMF'ci zihniyetlerle devlet idare edilemeyeceği, tarihteki örnekleri ve bugün geldiğimiz nokta ile sabittir.

 

Yapılması gereken, özümüze dönmek, ulusal menfaatlerimiz istikametinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne geçmişindeki lider ülke vasfını tekrar kazandıracak projeleri hayata geçirmektir.

 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
•İmam Rıza (a.s.) 10 00:00:00.04.2025
•İmam Ca'fer (a.s.) 08 00:00:00.04.2025
•Hz. Peygamber'in Ehl-i Beyt'i 10 00:00:00.02.2025
•Türkler Kürtlerle kardeştir 30 00:00:00.01.2025
•Kürtler Türk boyundandır 24 00:00:00.01.2025
•Bahaneler kader değildir 23 00:00:00.01.2025
•Dünya 'Milli Ekonomi Modeli' diyor 22 00:00:00.01.2025
•Dağılan AB'nin karşısında yükselen Avrasya Birliği 21 00:00:00.01.2025
•Müslümanlıktaki hikmet nedir? 10 00:00:00.01.2025
•Son Nefes 09 00:00:00.01.2025
•Regaib Kandili'miz mübarek olsun 02 00:00:00.01.2025
•Müslümanlar aleyhine casusluk yapanların durumu 13 00:00:00.12.2024
•Başörtüsü cambaza bak mı oluyor? 04 00:00:00.12.2024
•İnsanlığın kurtuluşu MEM 03 00:00:00.12.2024
•Merhamet ve merhamette ölçü -1 29 00:00:00.11.2024
•Arayış 26 00:00:00.11.2024
•Birlikten Vazgeçmeyin 25 00:00:00.11.2024
•Eğitim Başkadır Öğretim Başka 23 00:00:00.11.2024
•İslam Tarihinde İlk Fitne 20 00:00:00.11.2024
•Önce insan denmedikçe... 19 00:00:00.11.2024
•İnsan Hakları Konusu 18 00:00:00.11.2024
•Partiler BTP'nin Projeleriyle Seçimlere Hazırlanıyorlar 12 00:00:00.11.2024
•Türkiye 12 yıldır geriliyor 11 00:00:00.11.2024
•Atatürk'ü Tanıtıyoruz 09 00:00:00.11.2024
•Uhud Savaşı ve lidere inanmak 08 00:00:00.11.2024
•Gelişmeler bizi hep haklı çıkardı 07 00:00:00.11.2024
•İnsanın Yeri ve İstikameti 06 00:00:00.11.2024
•Namaz mü'minin miracıdır 05 00:00:00.11.2024
•Dördüncü imam İmam Zeynelabidin 04 00:00:00.11.2024
•Yaraya Merhem Milli Ekonomi Modelidir 02 00:00:00.11.2024
•Atatürk'ün Maaşı 31 00:00:00.10.2024
•Cumhuriyet Bayramı'nda Atatürk'ü Anlamak 30 00:00:00.10.2024
•Cumhuriyet 29 00:00:00.10.2024
•Atatürk vatandır 28 00:00:00.10.2024
•Madenleri millete vereceğiz 24 00:00:00.10.2024
•Haydar Hoca Rusçu mu olmuş? 23 00:00:00.10.2024
•12 İmam'dan İmam Cafer 22 00:00:00.10.2024
•İstikrar için birlik zamanı 21 00:00:00.10.2024
•Birlik İçin Ehl-i Beyt Diyoruz 19 00:00:00.10.2024
•Biz ne zaman akıllanırız? 18 00:00:00.10.2024
•Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt 17 00:00:00.10.2024
•Niyet ve istikamet 16 00:00:00.10.2024
•Milli Ekonomi Modeli zamanı 15 00:00:00.10.2024
•Önce birlik 12 00:00:00.10.2024
•Gelişmeler bizi hep haklı çıkardı 07 00:00:00.10.2024
•Bizim aynamızda kendini görenler 01 00:00:00.10.2024
•Milli Para Alnımızın Teridir 24 00:00:00.09.2024
•Hz. Peygamberin Ehl-i Beyt'i 23 00:00:00.09.2024
•Milli Ekonomi Modeli adıma tescillenmiş bir markadır 21 00:00:00.09.2024
•Kayıkçı kavgası 20 00:00:00.09.2024
•Hz. Peygamber'in 'ehl-i kitap'la ilişkileri 19 00:00:00.09.2024
•Savaş devam ediyor, hayaller boşa çıkıyor 18 00:00:00.09.2024
•Tek çıkış yolu Milli Ekonomi Modeli 17 00:00:00.09.2024
•Mevlid Kandili'miz Mübarek Olsun 14 00:00:00.09.2024
•Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz 12 00:00:00.09.2024
•Kalpler kör mü oldu? 27 00:00:00.08.2024
•NATO konsepti değişmiyor ya Türkiye? 14 00:00:00.08.2024
•Devlet alan el değil, veren el olmalıdır 07 00:00:00.08.2024
•Türkiye'nin tapu senedi Lozan'dır 24 00:00:00.07.2024
•AB bir inanç birliğidir 23 00:00:00.07.2024
•KKTC tam bağımsız olmalıdır 20 00:00:00.07.2024
•İmam Hüseyin ve Kerbela vahşeti 17 00:00:00.07.2024
•İmam Hüseyin ve Ehl-i Beyt 16 00:00:00.07.2024
•15 Temmuz, milletin zaferi kutlu olsun 15 00:00:00.07.2024
•Gerçek alim zikir ehlidir 11 00:00:00.07.2024
•İyilik, kâmil insanın olduğu yerdedir 10 00:00:00.07.2024
•Ehl-i Beyt, Kur’an’ın müşahhas hâlidir -3- 27 00:00:00.06.2024
•Ehl-i Beyt, Kur’an’ın müşahhas hâlidir -2- 26 00:00:00.06.2024
•Ehl-i Beyt hakkındaki ayetlerden bazıları 25 00:00:00.06.2024
•Zikir eşkıyayı esfiya yapar 19 00:00:00.06.2024
•İnsan başıboş yaratılmamıştır 12 00:00:00.06.2024
•İsrail'le ilişkiler ve Ortadoğu politikamız 10 00:00:00.06.2024
•Olan bize olacak 04 00:00:00.06.2024
•Ruhun istediği Allah’tır 27 00:00:00.05.2024
•İslamın hükümleri müdahale kabul etmez -1 23 00:00:00.05.2024
•İnsanı insan yapan cevher 16 00:00:00.05.2024
•Kayıkçı kavgası 06 00:00:00.05.2024
•Hakların verilemeyeceği bir 1 Mayıs daha 01 00:00:00.05.2024
•Sosyal devlet olmak için 26 00:00:00.04.2024
•Millî ve dinî bütünlük 25 00:00:00.04.2024
•Allah'ın rahmetinden ümit kesilmez 20 00:00:00.04.2024
•Din Allah’a vuslat yoludur 18 00:00:00.04.2024
•'Çekilirsen aradan geri kalır Yaradan' 17 00:00:00.04.2024
•Arif olmak abid olmaktan geçer 16 00:00:00.04.2024
•Dosdoğru yol üzere yaşamak -2 15 00:00:00.04.2024
•Duma'da neler oldu? 28 00:00:00.02.2024
•Çürük tohum meyve vermez 08 00:00:00.02.2024
•Temelde çarpışan inançlardır 29 00:00:00.01.2024
•Katolik Kilisesinin Türkler Üzerindeki Planları 27 00:00:00.01.2024
•İslam, bir rejim değildir, dindir 22 00:00:00.01.2024
•İslamiyet’te adaletin eriştiği zirve 21 00:00:00.01.2024
•Hz. Peygamber hüküm sahibidir 18 00:00:00.01.2024
•"Sen, sende olmayasın ki, O sende olsun" 15 00:00:00.01.2024
•Milli para alnımızın teridir 13 00:00:00.01.2024
•Recep ayı ve Regaib Kandili 11 00:00:00.01.2024
•Asıl hürriyet Allah’a kulluktur 10 00:00:00.01.2024
•Aile 06 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -2 05 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -1 04 00:00:00.01.2024
•Türkler nasıl mahvedilir? 03 00:00:00.01.2024
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--



logo

   E-posta: bilgi(@)kadirga.com.tr
Tüm hakları Kadırga TV adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr