HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 19 MAYIS 2024, PAZAR

Yarı başkanlık sistemi ve parlamenter sistem

27.03.2023 00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 16-17.07.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır
 
Bir kaç yıldır rejim değişikliği ve başkanlık rejimini tartışan Türkiye, Yeni Anayasa ile yeni bir sistemi konuşmaya başlamıştır. Yarı başkanlık sistemi…
 
"Yarı başkanlık" ifadesi ilk kez 1978 yılında siyaset bilimci Duverger tarafından Fransa'daki sistemi tanımlamak için ortaya atılmıştır.
 
Yarı başkanlık sistemi bugün esas itibariyle Fransa ve Finlandiya'da uygulanmaktadır.
 
Bu sistemde, parlamenter düzenden farklı olarak cumhurbaşkanı, devlet işlerinin idaresinde başbakandan da aktif bir rol oynamaktadır.
 
Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir ve bakanlar kurulunu da Cumhurbaşkanı atar.
 
Yarı başkanlık sisteminde de parlamento söz konusudur. Parlamenter düzende başbakana karşı sorumlu olan bakanlar, burada parlamentoya karşı sorumludur.
 
Başkanlık sisteminde bakanları başkan görevden alırken, yarı başkanlık sisteminde 'parlamento' bakanları veya başbakanı görevden uzaklaştırabilir.
 
En önemli örnek olarak gösterebileceğimiz Fransa'da uygulanan sistemde dikkati çeken nokta cumhurbaşkanının geniş yetkileridir.
 
Öyle ki, Fransa Anayasasının 16. maddesine göre Cumhurbaşkanı, "Cumhuriyet kurumları, milli bağımsızlık ve ülkenin bütünlüğü ya da milletlerarası anlaşmaların yerine getirilmesi vahim ve yakın bir zamanda tehlikeye düştüğü ve Anayasaya dayanan kamu otoritelerinin düzenli bir biçimde çalışması kesintiye uğradığında Cumhurbaşkanı; Başbakan, Meclis başkanları ve Anayasa Konseyi ile resmen görüştükten sonra durumun gerektirdiği bütün önlemleri alır."
 
Bu maddede çerçevesi çizilen sebeplere dayanarak cumhurbaşkanı özel yetkisi ile tek başına kanun çıkarabilmektedir.
 
Madde günümüz devlet yapılanmaları içinde adeta "demokratik bir padişahlık "getirmektedir diyebiliriz.
 
Cumhurbaşkanı ulusal savunma ve dış politika konularında tek yetkilidir.
 
Tek imza yetkisi ile başbakanı atar ve gerekirse istifaya da zorlayabilir.
 
Geniş yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanı; başbakan ve meclis başkanlarına danışarak millet meclisini fesih yetkisine de sahiptir.
 
Fesih olayı gerçekleşirse 20-40 gün içinde seçimlere gidilmektedir.
 
Cumhurbaşkanının tek başına kullandığı yetkilerinden biri de 9 üyeli Anayasa Konseyi'nin üç üyesini atamak ve konsey başkanını belirlemektir.
 
Yine yarı başkanlık sisteminde hükümetin de, parlamentoya taşımadan kanun çıkarma yetkisi düzenlenmiştir.
 
Hükümet senatoya sunmadan ve oylatmadan bir tasarıyı yasalaştırabilmektedir.
 
Fransa örneğinde yasaların yüzde 90'ı parlamentodaki yasa tekliflerine değil, hükümetin tasarılarına dayanmaktadır. Ve bu tasarıların yasalaşması için başbakan parlamentoya sadece metnin yasalaşması halinde doğacak siyasi sorumluluk konusunda bilgi vermektedir.
 
Başbakanın bu bildiriminden sonra, millet meclisi üye tam sayısının onda biri tarafından güvensizlik önergesi verilmezse veya verilen önerge kabul edilmezse tasarı yasalaşmış olur.
 
Cumhurbaşkanı 15 gün içinde tasarıyı onaylamadan önce kısmen veya tamamen parlamentoya tekrar götürebilir. Ancak tasarı aynen cumhurbaşkanına gönderilirse ikinci kez red etme yetkisi söz konusu değildir.
 
Yarı başkanlık sisteminin bizce en önemli çelişkisi kanun çıkarılma aşamasında tek kişinin elinde toplanan geniş yetkilerdir.
 
Öyle ki başbakanın hazırladığı tasarı yasalaşmak için Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmak zorundadır. Ancak cumhurbaşkanı anayasanın kendisine sunduğu hallerde tek başına yasa çıkarabilmektedir.
 
Günümüz parlamenter sisteminde vekiller aracılığı ile kullanılan millet iradesi, yarı başkanlık sisteminde genelde ve önemli hallerde tek elden ve bir tek şahsın iradesine bırakılmıştır.
 
 
Parlamenter sistem
 
 
Fransa ve Finlandiya'da uygulanan yarı başkanlık sisteminin bizce en büyük sakıncası cumhurbaşkanına verilen yasa çıkarmayı da kapsayan geniş yetkilerdir.
 
Bugün ise bizim de uyguladığımız ve değişmesinden bahsedilen "parlamenter sistemi" genel hatlarıyla inceleyeceğiz zira uygulamada ülkeden ülkeye farklılıklar görülebilir.
 
İngiltere'de 1707 yılında ilk örneğini gördüğümüz parlamenter sistem, Türkiye dâhil 43 ülkede tek parlamentolu ve 33 ülkede ise çift meclisli yani "meclis ve senato" şeklinde uygulanmaktadır.
 
Bu sistemde temsili demokrasinin vazgeçilmezi olan siyasi partiler temel unsurdur.
 
Her sistemin faydaları veya sisteme yönelik eleştiriler olabilir. Önemli olan devlet yapılanması içinde yönetime bireylerin ne kadar dâhil olabileceğidir.
 
Buradan hareketle çeşitli etnik gurupların, ırkların veya ideolojilerin hâkim olduğu toplumlarda parlamenter rejim daha iyi neticeler vermektedir.
 
Çünkü parlamenter rejim, sağ ve sol yelpaze içinde birbirinden farklı görüşler istikametinde kurulmuş partilerin mecliste temsil edilmesine imkân tanır.
 
Daha fazla katılım, mecliste çok seslilik demektir.
 
Çok partili hayatı uygulatan bu rejim de seçmen bireye değil, partiye oy vermektedir.
 
Bu sistemin eleştirilen yönlerinden biridir.
 
Bahsi geçen yarı başkanlık sisteminde ise Fransa örneğinde gördüğümüz gibi çok sayıda siyasi parti cumhurbaşkanlığı seçimlerine iştirak etse de 2. tura en çok oyu alan iki aday katılabilir. Diğer partilerin adaylarının bu tura katılma şansı yoktur.
 
Yine parlamenter sistemde seçmen, belli süreler için kendisi adına harekete edecek vekilleri meclise taşır. Vekillerde meclis içinden cumhurbaşkanını seçer.
 
Halk tarafından seçilmeyen cumhurbaşkanı genelde sembolik yetkilere sahiptir.
 
Cumhurbaşkanı, seçim sonuçlarını ve teamülleri dikkate alarak hükümeti görevlendirir.
 
Hükümetin parlamentodan güvenoyu alması gerekmektedir.
 
Yasama, yürütme ve yargı olarak ifade edilebilecek devlet oluşumunda bunların birbirinin etkisinde kalmadan hareket edebilmesi esastır.
 
Başkanlık sisteminde bir şahsın elinde toplanan yürütme erki, bakanlar kurulunun oluşumunda da tek iradedir.
 
Parlamenter rejimde ise başkanlıkta veya yarı başkanlıkta yaşanan "tek elde otoriterleşme" ihtimali çok zayıftır.
 
Sisteme getirilen en büyük eleştiri istikrarsızlığa sebep olabilecek koalisyon hükümetleridir. Zira koalisyon halinde yürütme ve yasamanın kilitlenmesi gündeme gelebilmektedir.
 
Bu yazımızda parlamenter sistemi anlattık. "Yarı başkanlık mı, başkanlık mı, parlamenter sistem mi?" sorusunun cevabını gerekirse başka bir makalede ele alacağız.
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
•İnsanı insan yapan cevher 16 00:00:00.05.2024
•Kayıkçı kavgası 06 00:00:00.05.2024
•Hakların verilemeyeceği bir 1 Mayıs daha 01 00:00:00.05.2024
•Sosyal devlet olmak için 26 00:00:00.04.2024
•Millî ve dinî bütünlük 25 00:00:00.04.2024
•Allah'ın rahmetinden ümit kesilmez 20 00:00:00.04.2024
•Din Allah’a vuslat yoludur 18 00:00:00.04.2024
•'Çekilirsen aradan geri kalır Yaradan' 17 00:00:00.04.2024
•Arif olmak abid olmaktan geçer 16 00:00:00.04.2024
•Dosdoğru yol üzere yaşamak -2 15 00:00:00.04.2024
•Duma'da neler oldu? 28 00:00:00.02.2024
•Çürük tohum meyve vermez 08 00:00:00.02.2024
•Temelde çarpışan inançlardır 29 00:00:00.01.2024
•Katolik Kilisesinin Türkler Üzerindeki Planları 27 00:00:00.01.2024
•İslam, bir rejim değildir, dindir 22 00:00:00.01.2024
•İslamiyet’te adaletin eriştiği zirve 21 00:00:00.01.2024
•Hz. Peygamber hüküm sahibidir 18 00:00:00.01.2024
•"Sen, sende olmayasın ki, O sende olsun" 15 00:00:00.01.2024
•Milli para alnımızın teridir 13 00:00:00.01.2024
•Recep ayı ve Regaib Kandili 11 00:00:00.01.2024
•Asıl hürriyet Allah’a kulluktur 10 00:00:00.01.2024
•Aile 06 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -2 05 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -1 04 00:00:00.01.2024
•Türkler nasıl mahvedilir? 03 00:00:00.01.2024
•Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz 29 00:00:00.12.2023
•Daha yolun başında uyarmıştı 28 00:00:00.12.2023
•Midemiz değil aç olan gönlümüzdür -1 26 00:00:00.12.2023
•Dünya malının yeri kalp değil ceptir 25 00:00:00.12.2023
•İlahi yardımlar kimlere gelir? 22 00:00:00.12.2023
•İbadet ruhunu söndürmek isteyenler 21 00:00:00.12.2023
•Her kafadan bir ses çıkıyor 20 00:00:00.12.2023
•Kürtler Türk boyundandır 19 00:00:00.12.2023
•Dinini kaybedenler milliyetlerini de kaybeder 15 00:00:00.12.2023
•Din mutlak muhtaç olan bir kurumdur 14 00:00:00.12.2023
•Kuvay-ı Milliye ruhu; milletin kimliğidir 11 00:00:00.12.2023
•Hayber Fethi’nin ardındaki hikmetler -2 09 00:00:00.12.2023
•Hayber Fethi’nin ardındaki hikmetler -1 08 00:00:00.12.2023
•Asırların bağrına bastığı lider Hz. Muhammed 07 00:00:00.12.2023
•Asıl mesele sistem değil insan meselesidir 06 00:00:00.12.2023
•Genç nüfus ve geleceğimiz 05 00:00:00.12.2023
•Amerikan yerlileri Hıristiyanlık adına yok edildi 04 00:00:00.12.2023
•Ahirete iman Allah’a imandır -2 02 00:00:00.12.2023
•Ahirete iman Allah’a imandır -1 01 00:00:00.12.2023
•Avrupa'nın kuyruğu olmak bize yakışmaz 30 00:00:00.11.2023
•AB bir inanç birliğidir 29 00:00:00.11.2023
•Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz 28 00:00:00.11.2023
•Tek çıkış yolu Milli Ekonomi Modeli 27 00:00:00.11.2023
•Sosyal devlet olmak için 25 00:00:00.11.2023
•Sadece temennilerle hatırlanan öğretmenler 24 00:00:00.11.2023
•Milli Ekonomi Modeli zamanı 23 00:00:00.11.2023
•Milli paralarla ticaret için önce milli paraya sahip olmalıyız 21 00:00:00.11.2023
•Kayıkçı kavgası 20 00:00:00.11.2023
•MEM toplantıları vaktidir 16 00:00:00.11.2023
•MEM uygulanmadan Türkiye ekonomisi düzelmez 15 00:00:00.11.2023
•Dövizle borçlanmayın milli parayı basın 14 00:00:00.11.2023
•Tarımda nasıl bir politika belirlenmeli? 13 00:00:00.11.2023
•10 Kasım, gerçek Atatürk’ü anlamak 10 00:00:00.11.2023
•Delilleriyle Atatürk'ün soyağacı 09 00:00:00.11.2023
•Teknolojik gelişme ve kültürel bağımsızlığın korunması 08 00:00:00.11.2023
•Kalkınmak için çalışmak ve üretim şarttır 07 00:00:00.11.2023
•İnançların mücadelesi ve günümüz dünyası 06 00:00:00.11.2023
•Genç nüfus ve geleceğimiz 04 00:00:00.11.2023
•Her şey Allah'ı arıyor 03 00:00:00.11.2023
•Gaye kulluk, vasıta zikrullah 02 00:00:00.11.2023
•Prof. Dr. Haydar Baş 01 00:00:00.11.2023
•Büyük olmayı unuttuk 31 00:00:00.10.2023
•Atatürk'ün soyağacı 27 00:00:00.10.2023
•Haydar Hoca Rusçu mu olmuş? 26 00:00:00.10.2023
•ABD herkese aynı 25 00:00:00.10.2023
•ABD'nin ürettiği tezlerin amacı 24 00:00:00.10.2023
•Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı duruş 23 00:00:00.10.2023
•Gidecek başka vatanımız var mı? 22 00:00:00.10.2023
•Atatürk'e sahip çıkmak 20 00:00:00.10.2023
•Sosyal patlamaları önlemenin yolu 19 00:00:00.10.2023
•Zulümle payidar olunmaz 18 00:00:00.10.2023
•Türkiye'nin su politikası 17 00:00:00.10.2023
•Türkiye tedbirli olmalıdır 16 00:00:00.10.2023
•Ulusal güvenlik ve AB üyeliği 15 00:00:00.10.2023
•Ulusal güvenlik meselesi 14 00:00:00.10.2023
•Türkiye'ye düşen büyük görev 13 00:00:00.10.2023
•Teşhis yanlış olunca 12 00:00:00.10.2023
•Atatürk vatandır 11 00:00:00.10.2023
•Esad denklemi 10 00:00:00.10.2023
•Ortadoğu'da paylaşım 09 00:00:00.10.2023
•Kriz milli çözümlerle aşılır 07 00:00:00.10.2023
•Medeniyet ve teknoloji 06 00:00:00.10.2023
•Maksat aynı metotlar değişik 05 00:00:00.10.2023
•Kim dost, kim düşman? 04 00:00:00.10.2023
•Küreselleşmenin düşmanı: Milli oluşum 03 00:00:00.10.2023
•Küreselleşme ile örtülen gerçekler 02 00:00:00.10.2023
•İslam'la terör asla bağdaşmaz 29 00:00:00.09.2023
•Terör Batı kaynaklıdır 28 00:00:00.09.2023
•Küresel sömürü ve Türkiye 27 00:00:00.09.2023
•Küresel oyunlar ve Türkiye 26 00:00:00.09.2023
•Kültürel sömürü ve neticeleri 25 00:00:00.09.2023
•Kurtla kuzunun hikâyesi 23 00:00:00.09.2023
•İsrail'le ilişkiler ve Ortadoğu politikamız 22 00:00:00.09.2023
•IMF reçetelerinde çözüm yok 21 00:00:00.09.2023
•Global kuşatma ve Türkiye 20 00:00:00.09.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--



logo

   E-posta: bilgi(@)kadirga.com.tr
Tüm hakları Kadırga TV adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr