Prof. Dr. Haydar Baş'ın 24.09.2013 tarihli yazısıdır.
İkiz kulelerin vurulması, Müslümanın terörist, İslam âleminin terör yanlısı gösterilmesine bir bahane idi. İlerleyen zamanda CIA ajanları tarafından gerçekleştirildiği itiraf edilen büyük katliam, Birleşik Devletler'in Ortadoğu'da yapacağı yeni düzenlemeler için gözünü kırpmadan feda ettiği binlerce ABD'linin canına mal olmuştu? Kapitalist düzen için insan değil, sistem önemlidir. Ve düzenin devamı için yitirilen hayatların ne yazık ki bir değeri yoktur. 11 Eylül'ün ardından Afganistan'la başlayan dönem, Irak ve diğer Ortadoğu ülkeleri ile devam etti.
Terörist denen El - Kaide ve lideri Bin Ladin, Afgan dağlarında arandı; Saddam Irak'ta asıldı. Müslümanların ne azılı terörist oldukları, on yılı aşkın süredir İslam dünyasında akan gözyaşlarından belli? Zaman geçti, dengeler değişti, Müslüman terörist değil ama liderleri diktatör oldu. Daha önemlisi terör örgütü sayılan El-Kaide, bugün demokrasi getiren ABD adına Ortadoğu'da muhatap kabul edilmeye başlandı. Sünni dünyanın başı Türkiye'nin, Suriye'de silahlı çatışmada bulunan El-Kaide ile bağlantıları dış basında gündem edilmekte? Aynı El-Kaide, şimdi de Kenya'da ve Pakistan'da kendini gösterdi. Kenya'da bir AVM'de meydana gelen patlama ve Pakistan'da gerçekleşen kilise bombalaması vahşetlerinde, iş yine El-Kaide'ye yüklenmiş durumda. Bu örgüt eli ile yapılmak istenen geçmiştekilerden farksız? Türkiye'nin tarım arazileri kiraladığı Sudan'da, büyük bir insanlık dramı yaşanmış ve Müslümanlar katledilmişti. Gerekçe Hıristiyan nüfusun ayrı bir devlet kurmasına zemin hazırlamaktı.
Endonezya'dan ayrılan Doğu Timur'da da gaye bu idi. Söz konusu gaye, Mısır'ın Hıristiyan nüfusun yoğun olduğu yerleri içinde bir dönem denenmiştir. Bütün bu oyunlarla Müslüman coğrafyalar kan, gözyaşı dolu; hiçbir emniyetin kalmadığı ülkeler haline getirilmiştir. Batılın arkasına takılıp basiretini kaybeden İslam dünyası, Deccal'ler ile birlikte kurtuluşu arıyor. Yazıklar olsun?