Ramazanımız mübarek, yapacağımız ibadetlerimiz makbul olsun. Birlik, dirlik ve kardeşliğimiz daim olsun.
Ramazan ayında oruç tutmak, farz olan ibadetlerimizdendir. Hz. Peygamber, Allah'ın rızası umularak tutulan orucun karşılığını, bizzat Yüce Allah'ın Kendisinin vereceğini beyan etmektedir.
'"Oruç, hem ibadettir, hem de insanların sağlığı için Allah'ın bir emridir. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamberimiz, 'Oruç tutun ki sıhhat bulasınız' buyurmaktadır. Bu ay, ibadetlerin çokça yapılmaya gayret edildiği, bilhassa Kur'an-ı Kerim'in tilavet edildiği, hatmedildiği, ayrıca mukabele ile okunduğu bir aydır.
Bu ayda Kur'an-ı Kerim okumanın sevabı çok fazladır. Her kim Kur'an'ı, bu güzel ay içerisinde okur ise; onun için mahşer gününde şefaatçi olacaktır, okuyanın da şefaati olacaktır.
Ramazan zekât, fitre, sadaka ayıdır
Ramazan aynı zamanda zekât, fitre ve bolca sadaka verme ayıdır. Kazandığımız servetin zekâtını bu ayda verirsek, Ramazan dışında verdiğimiz zekâttan bu daha faziletlidir. Bu berekete kavuşmak üzere bu ayda zekâtlarımızı vererek malımızı temizleyelim. Zira zekât malın temizlenmesidir.
Bu ayda iftar sofraları hazırlayarak karınca kaderince herkesin üç-beş kişi davet ederek dostluğu, kardeşliği pekiştirmesinde büyük fayda vardır. Sofralardaki bereket, oradaki yemeklerde değil, yüreklerdeki samimiyet ve gönül zenginliğindedir.
İftar sofralarını bereket, hidayet ve irşad vesilesi kabul ederek hem insanlarımızın gönlünü, hem Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmamız yerinde olacaktır.
Oruç, aynı zamanda açlık ile mücadele ve açlığa karşı sabırdır. Nitekim Resul-i Ekrem (s.a.a.), "Açlık ve susuzlukla nefsinizle mücahede ediniz, mükâfat oradadır" buyurmuştur.
İmam Gazali (rahmetullahi aleyh) orucun şu faydalarına dikkat çekmektedir: "Oruç ibadeti, kulun kalbini cilalar, gönlünü yumuşatır, basiretini açar. Oruçta yaşanan açlık ve sabır ile kul, Rabbine teveccüh eder, O'nun karşısında acizliğini ve zilletini anlar."
Oruç, aç ve muhtaçları hatırlatır; karnı tok olan kişi, açın çektiği ıstırabı bilmez. Kul, oruç tutarak, bütün isyanların müsebbibi olan şehveti ve kötülüğü emreden nefis hâkimiyetini kırar.
Oruç, uykuyu azaltır, ibadete devamı kolaylaştırır. Oruç, vücut sağlığına ve hastalığın tedavisine yardımcı olur. Bu kadar hikmetleri barındıran oruçtaki açlık ve sabır, Allah'ın rızasını kazanmaya ve cennete özel Reyyan kapısından girmeye vesiledir.
İslam dünyası olarak acilen ayıkmamız gerekmektedir
İslam âlemi, af ve mağfiret kapılarının ardına kadar açık olduğu Mübarek Ramazan günlerine yine kan, gözyaşı ve katliamlar içinde erişti.
Son 10-15 yıla baktığımızda görüyoruz ki, maalesef her Ramazanda, her bayramda adeta benzer kaos tablosu tekrar edip durmaktadır.
Bu vaziyet üzerine durup düşünmek ve muhasebe etmek, vatan ve iman borcudur.
Yıllardan beri milyonlarca Müslüman, Müslüman kılıklı insanların açtığı ateş sonrası hayatını kaybetmektedir, İslam coğrafyası kanamaktadır.
Yüce Allah "Kim bir mü'mini kasten öldürürse, onun cezası ebedi olmak üzere cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır" (Nisa Suresi, 93) buyurmaktadır.
Yüce Peygamberimiz Âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.a.) de, "Bir Müslümanın haksız yere canına kasteden bizden değildir"; "Kim bir mü'minin öldürülmesine yarım kelime katkı sağlarsa, mahşer günü Allah'ın huzuruna, alnında 'Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur' diye yazılı getirilir" buyurmaktadır.
Aklını, gönlünü, siyasetini, ikbal ve istikbalini ABD ve Batı dünyasına kaptırmış Türkiye ve İslam âlemi, maalesef rahmetten kesik böyle bir badirede debelenmektedir...
Mübarek Ramazan ayında acilen bu vahim badireden kurtulmak için ayıkmak ve tam bir tevbe ile istikamete girmek mükellefiyetimiz vardır.
Zira Hz. Peygamberin tarifiyle Müslüman, "Elinden ve dilinden insanların emniyette olduğu, elinden ve dilinden insanların fayda gördüğü insandır."
Dolayısıyla Müslüman, sadece Müslümanların değil, bütün insanların can, mal, namus emniyetine, din hürriyetine garantör olmalıdır. Bunun aksi asla kabul edilemez.
Şahsi görüş ve yorumları ile Müslümanların arasını açanlar, Müslümanları kıranlar ve birbirlerine kırdıranlar, sıfatları ne olursa olsunlar Allah'a hesap veremeyeceklerdir.
Kerbela katliamını hatırlarsınız; Allah'ın rızasını umarak Hz. Hüseyin'i şehit edenler, daha sonra umreye niyet etmişlerdi.
Müslümanların, içine düşürüldüğü büyük fitne
Hz. Peygamber'in oğlunu öldürenler, 'ihramlı iken bir sineği öldürmenin vebali'nin ne olacağı' derdine düşmüşlerdi.
Bugün İslam dünyası af ve mağfiret ayında benzer gafleti yaşamakta, sonunu düşünmeden birbirini kırmaktadır.
Bir hadis-i şerifte, Deccal'in iki vazifesine dikkat çekilmiştir: Birincisi, Deccal Müslümanları bölük bölük Yahudi ve Hıristiyanların safına çekecek, dinden çıkan Müslümanlar, kendilerinin halen Müslüman olduklarını zannedecekler.
İkinci vazifesi de Müslümanları birbirine kırdırmak olacaktır. Ve bu Deccal, İslam âleminin içinden çıkacaktır.
Bugün Müslümanlar bir yandan bölük bölük Hıristiyan ve Yahudi olmakta, diğer yandan maalesef namluları çevirip birbirini kırmaktadır.
Hadiste ikaz edilen fitne halini yaşayan İslam âlemi, Mübarek Ramazan ayında aklını başına devşirmelidir...
Hz. Peygamber'in ümmeti olmak en büyük şereftir. Birlik, kardeşlik, dünya huzuru ve ahiret saadetimizin de teminatı budur.
Aksi takdirde, hidayet ve mağfiret ayı olan Ramazanın ne gündüzünden, ne de gecesinden istifade etmemiz mümkün olmayacaktır.
Çözüm yolları gösterdik
Bizler, ülkemiz ve bölgemizde tezgâhlanan bu vahim vaziyeti hayra ve huzura çevirecek
Milli Ekonomi Modeli başta olmak üzere dünya çapında iktisadî, sosyal, kültürel ve manevî oluşlara imza attık, çözüm yolları gösterdik.
Ehl-i Beyt'in yüceliğini ve tevhidin yegâne adresi olduğu gerçeğini ortaya koyduk.
Rusya başta olmak üzere bu çözüm ve gerçekleri idrak edip bunlara sarılan devletler, kendi milletlerini huzura kavuşturdular, toparlandılar, birlik ve bütünlük içinde şahlandılar.
Türk milleti bu gerçekleri idrak etmediği müddetçe; vatanımız ve coğrafyamız üzerinde hesabı olanlar, bize, ne ülkemizde ne de bölgemizde bayram da, Ramazan da, günyüzü göstermeyeceklerdir.
Ramazan iklimi, muhasebe yapma ve kendimize gelme günleridir. Bu ayıklık içinde Ramazan ayını idrak etmemiz dua ve niyazıyla, Yüce Türk milletinin ve İslam âleminin Ramazanını tebrik eder, insanlığa hidayet ve bereketler getirmesini dilerim.
(Prof. Dr. Haydar Baş, İcmal Dergisi Haziran 2014)