Prof. Dr.
Haydar Baş'ın gazetemizde 22.03.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır
Gün geçmiyor ki yeni bir zam haberini almayalım. Son olarak doğalgaza ve elektriğe yüzde 10 oranında bir zam yapılacağı açıklandı.
Doğalgazın ve elektriğin dışarıdan temin edilmesi nedeniyle dolarda meydana gelen bir yükseliş bu kalemlere fiyat artışı şeklinde yansımaktadır.
Türkiye dünyada elektrik üretimini en pahalı şekilde temin eden ülkelerin başında gelmektedir. Elektrik üretimi yurt dışından gelen doğalgazın elektrik enerjisine dönüştürülmesi ile yapılmaktadır.
Biz, doğalgaz ihtiyacımızı Rusya ve İran'dan boru hatları ile Cezayir ve Nijerya'dan ise sıvılaştırılmış şekilde tankerler vasıtası ile sağlamaktayız. Elektrik ise Rusya'dan gelen doğalgaz ile üretilmektedir.
Kendi kaynaklarını devreye koyarak enerji elde edebilecek Türkiye enerjiye "muhtaç" hale getirilmiştir. Bu, ısınma, aydınlanma, üretim ve hatta ulaşım konularında dışa bağımlılık demektir.
Hatırlanacaktır, geçtiğimiz aylarda Bursa'daki doğalgaz çevrim santralinde meydana gelen bir arıza yüzünden İstanbul'un altı ilçesinde hayat durmuş, metrolar çalışmamış, soğukların da etkisi ile ısınmak ciddi bir sorun halini almıştı.
Dünyanın enerji ihtiyacı 2030 yılına kadar yüzde 53 oranında artacaktır.
Kaynaklar savaşının yapıldığı günümüzde, enerji stratejik önemde bir konudur. Türkiye ise sahip olduğu yer altı ve yer üstü kaynakları ile dışa bağımlı olmadan ihtiyaçlarını temin edecek potansiyele sahiptir.
Enerjiye mili politikalar ile ulaşmak elbette ki mümkündür.
Kaynakların değerlendirilmesi ile hem halkımızın taleplerine bedava şekilde karşılık verilecektir ki bu sosyal devlet olmanın gereğidir; hem de herhangi bir kesinti veya arıza halinde hayatın felç olması engellenecektir.
Ancak bunları yapabilmek hükümetlerin izlediği programlarla ilgili bir hassasiyettir.
Var olan enerji kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda kapsamlı tek parti programı bize aittir.
Bizim programımıza göre;
1- Her yerleşim yerinin kenarına yapılacak ufak maliyetli hidroelektrik santralleri enerji kaybı olmadan ülkenin elektrik enerjisini sağlayacaktır,
2- Rüzgârlı olan bölgelerde, rüzgâr enerjisinin devreye gireceği rüzgârgülü projeleri ile elektrik enerjisi temin edilebilir.
3- Doğalgaz ise Azerbaycan doğalgaz boru hattının bir an önce planlanması ile buradan gelecek 26 milyar metreküp gazın temini ve Irak petrol boru hattına paralel döşenecek doğalgaz boru hattının inşasından gelecek 10 milyar metreküp gaz ile sağlanabilir. Böylece Türkiye'nin doğalgazda Rusya'ya bağımlılığı son bulacak ve doğalgaz ucuzlayacaktır.
4- Alternatif enerji kaynaklarının kullanımı da milli politikalarla yaygınlaştırılacaktır.
Nükleer enerji santralleri kurulması, güneş enerjisi, jeo -termal enerji, bio-mas enerji, yakıt hücreleri (alevsiz gaz yakılması, metan - hidrojen enerji yakımı), akıntı enerjisi ve dalga enerjisi ile de enerji temin edilecektir.
Vatandaşlarımızın şunu hatırdan çıkarmaması gerekir. Hangi sahada olursa olsun, Türkiye dışa bağımlı olmak zorunda değildir. Dışa bağımlılık milletimize de zam olarak yansımaktadır.
BTP'nin sadece enerjide değil, bağımsız bir Türkiye'nin temin edileceği her sahada milli politikaları mevcuttu.
Öyle ki, BTP'nin tek başına iktidar olması halinde hem sanayi, hem de hane halkları elektriği, ülke şartlarında gerekli yatırım ve hazırlık süresi dikkate alındığında 18 ay sonra bedava kullanabilecekti. Biz bunun alt yapısını hazırlamıştık.
Bunlar halkımıza anlatıldığı halde kendilerine hiçbir şey vaat etmeyenleri iktidara taşıdıkları için zamlar karşısında seslerini çıkarmaya da hakları yoktur.