Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 30.07.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır
Suriye ordusunun Halep şehrini havadan ve karadan bombalamaya başlaması pek çok TV kanalında ve yazılı basında Esad zulmünün geldiği nokta ve katliam olarak verilmiştir.
Bu mahiyetteki beyanlar veya yazılar, Arap Baharının ilk günlerinden itibaren Tunus örneğindeki gibi sivil isyanlara verilen desteği veya Libya'nın bombalanması örneğindeki gibi direkt müdahaleleri birer zulüm örneği görmemektedir.
Esad rejiminin şu anda yaptığı müdahale, Batı tarafından silah ve mühimmat olarak desteklenen Suriyeli muhaliflerin ele geçirdiği iddia edilen merkezlerin geri alınmasına yöneliktir.
Halep, Başkent Şam ile birlikte Suriye'nin iki kilit şehrinden biridir. Ve Esad ordusunun yaptığı burayı müdafaadır.
Devletin ordusu, meşru hükümete karşı ayaklanan Özgür Suriye Ordusu muhalefeti ile karşı karşıyadır…
Bu savaşın neticelerinin ordu ve muhalifler arasında kalmayacağı, bölge ülkelerini de etkileyeceği muhakkaktır.
Büyük İsrail Projesi olan ve gizlenmeyen plana göre Suriye, Türkiye, İran ve Irak'ın bir bölümünü içine alacak Kürdistan devleti için Suriye'den toprak koparılması şarttır.
Esad'ın varlığı, ülkedeki PYD yapılanmasına karşı bütünlüğü temin etmiştir. Başlayan iç savaş ortamı ise PYD'nin, Kürt devletinin Suriye ayağını şekillendirmesine zemin hazırlayacaktır.
Öyleyse gerek bakanlarımız düzeyinde, gerekse yazılı ve görsel basında yaşananların iyi tahlil edilmesi gerekir.
Irak ve Suriye'den sonra "Esad halkına zulmediyor" diyen Türkiye'ye de sıra gelmeden Esad'ın yanında "asıl zulme" karşı beraber hareket edilmelidir.
Zira Esad'a karşı çıkan zihniyet mevcut ortamda bilerek terörü desteklemektedir. Oysa Esad Türkiye'nin bölgedeki varlığının garantörüdür.
Şu anda aramızda "model ortaklık" olduğu iddia edilen ABD'nin Esad'ın gittiği ve Kürt devletinin oluşmaya başladığı süreçte bize desteği söz konusu olamaz.
Çünkü Birleşik Devletler, İsrail'in Arz- ı Mev'ud (Vaadedilmiş Topraklar) hayali için kendi itikadı gereği İsrail'le beraberdir.
ABD son olarak İsrail'e 70 milyon dolarlık ek silah yardımını onayladı. Bu para, İsrail'e yönelen füzelerin vurulmasını hedefleyen füze sisteminin geliştirilmesine ayrılmıştır.
İsrail'in yayılmacı politikaları çerçevesinde Filistin'de, Lübnan'da, Suriye'de yaptıklarını görmeyenler, ülkesindeki işgali bastırmak için güç kullananları zalim ilan etmişlerdir.
Sonuç olarak ya Esad'ı gönderip bölgede PKK'yı söz sahibi yapacağız, devlet olarak ilan edeceğiz veya Esad'a destek olup illegal oluşumlara son vereceğiz.
Şu anda Esad denkleminin manası budur.