(Dünden devam ediyoruz)
İnsanda iki yön vardır. Bunun bir tanesi melekî, bir tanesi de hayvanı yöndür. O bakımdan insan, ne melek ne de şeytan ve de hayvandır.
Ama dediğimiz gibi insanın iç tabiatında onu melekleştiren güç de var, hayvanlaştıran sıfatlar da mevcut.
İnsanın bir tarafa kanalize edilebilmesi, yönlendirilebilmesi için onun şahsi iradesi başlı başına bir noktaya kadar kafi ise de bir noktadan sonra onu yapacak iktidarda değildir.
Neden değildir?
Çünkü insanda mevcut olan bu ahlak-ı zemime tabiatının ahlak-ı hamideye tebdil olunması gerekiyor.
Yani, onu, birilerinin yoğurması, o noktaya taşıması gerekiyor. Eğer bunu yoğuracak insandan biz mahrum kalırsak o mükemmel cevherler içimizde var olarak kötüsüyle birlikte hayatı tamamlarız.
Burada iş, ahlak-ı zemimeye ait vasıfları tek tek ayıklayıp onları güzel ahlaka çevirme meselesidir. Güzel huy sahibi yapma olayıdır.
Sadıklarla beraber olma zarureti
Bu iş kendi kendine olabilir mi? Milyarda bir ihtimal var mı? Bana göre yoktur. Neden yoktur?
Bizim en önemli meselelerimizden bir tanesi kötü alışkanlıklarımızda. Bir kötü alışkanlığını terk edene kadar bir insan neler çekiyor. Faraza, gençlik yıllarında sigara tiryakisi olan arkadaşlarımız var.
Bir sigarayı bir insan terk edene kadar anasından emdiği burnundan geliyor. Veya içkiye müptela olmuş bir hasta insanı düşünün; aylarca hatta yıllara varan tedavilere maruz kalıyor.
Demek ki bu işler bir alışkanlık dahi olsa kendi başına olmuyor.
Mutlaka onu oradan çıkaracak, onu Hakk'a doğru yürütecek bir elin, bir eteğin olması şarttır.
Onun için Cenab-ı Hak, "Vesileye sarılınız" buyuruyor. Vesile her konuda şart ve esastır. İnsanlara doğruyu ve hakkı göstereni siz, önünüzde önder ve rehber olarak kabul ettiniz mi bu sefer ahlakınız da tamamen o şahsın ahlakı ile aynı olur.
Yani onun iç tabiatındaki güzellikleri siz de paylaşırsınız. Fizikte birleşik kaplar konusu vardır. Üç tane kabı yan yana koyup, bir tanesinin içine altı litre su koysanız, bir anda her biri ikişer litre olarak paylaşmış olur. Maneviyat da, ahlak da böyledir.
Bunun tersi de mümkündür. Şayet insanın huyları güzel değil de çirkinse siz de, onun o çirkin ahlakını paylaşırsınız. Sendeki güzel ahlak bir anda yok olur gider, yaya kalırsın.
Binaenaleyh insanların daima kendisine, üstün ahlak sahibi olan kişileri dost yapması, onlarla yakınlık, kurbiyet ihdas etmesi, beraber olması gerekiyor.
Onun için bizim geçmişimize dikkat ederseniz; sıradan insanlarla değil Allah'ın sevdiği insanlarla devamlı bir hayat yaşamayı prensip haline getirmiş bir milletiz.
Zaten ayet-i kerimelerin sırrına baktığımız zaman da bizden istenilen de budur. Ayette Allah, "Sadıklarla beraber olun" buyuruyor. Sadıklar, "Allah" demede, Allah'a kullukta ısrarlı olan insanlardır. O'nun yolunda taviz vermeyen, O'nun yolunda O'da yürümeye kararlı olan insanlardır.
Allah, cümlemize sadıklarla beraber olmayı nasib eylesin. (Prof. Dr. Haydar Baş, İcmal Dergisi Mart 2018)