Prof. Dr.
Haydar Baş'ın gazetemizde 25.112.2015 tarihli yayımlanan yazısıdır.
Dünyanın gözü Tunus'tan, Libya'dan, Mısır'dan, Suriye'den sonra Türkiye'ye çevrilmiş durumda. Demokrasi getireceğiz gerekçesi ile Arap Baharının mağduru ülkelerin iç işlerine karışan Türkiye bakalım şimdi ne yapacak?
Dış politikada 'sıfır komşu, sıfır dost' stratejisini seçen hükümetin bu zor günlerde yalnız kalacağı, Rus uçağının düşürülmesinin ardından, 'meselenizi Rusya ile halledin' denilmesiyle belli olmuştur.
Büyük Ortadoğu Projesi açıklandığında sınırları değişecek 22. İslam ülkesinin Türkiye olduğu ilan edilmişti. Bugün gizlenmeyen hakikatle karşı karşıyayız.
Ne hale geldik?
Güneydoğumuzun 13 ilçesinde çatışmalar yaşanıyor; devletin 8 ilçede denetimi ele geçirdiği raporları veriliyor. Diyarbakır Sur'da; Mardin Nusaybin ve Dargeçit'te; Şırnak Silopi ve Cizre'de ciddi çarpışmalar var.
Güneydoğu'da okulların karargâh yapıldığı görüntüleri ekranlarda dönüyor. Öğretmenlerin eğitim verdikleri şehirleri terk ederken oluşturduğu uzun kuyruklar hafızalarda.
GÖÇ-DER'in verdiği rakamlarda sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerden 200 bin, sadece sur ilçesinde 20 bin kişi göç etmiştir.
Bu göç dalgası size Kobani'yi hatırlatmıyor mu? IŞİD'in önünden Türkiye'ye kaçan Suriyelileri, Türkmenleri anımsatmıyor mu?
Farklı bir işgal yöntemi yaşıyoruz. Adı Arap Baharına dahil olmuş ülkeler arasına girmese de Anadolu'nun güneydoğusunda vatandaşlar çıkan olaylar nedeniyle sessizce ilçeleri terk ediyor ve buralara Peşmerge yerleşiyor.
Kısaca Güneydoğu parçalanıyor.
Arz-ı Mevud içinde yer alan Güneydoğu, Türk vatandaşlarından arındırılıyor. Bu arada Ak Parti Sözcüsü "İsrail bizim dostumuzdur" diyebiliyor.
Kısa bir süre sonra elimizden çıkan yerlerin gösterildiği haritalar önümüze konacak. Tıpkı üçe bölünmüş Irak'ın, aşiretlere ayrılmış Libya'nın ya da şu anda belki onlarca farklı gurubun pay kavgasına girdiği Suriye topraklarının yer aldığı haritalar gibi...
Kanallarda özerklik isteyenlere karşı silahlı, toplu, tüfekli bir savunmanın bilgileri an be an veriliyor. Çatışmalarda ölen teröristlerin sayısı, şehit cenazelerinin ardından ekrana yansıyor.
Ancak teröristlerin öldürülmesi çözüm değildir.
Bölgede can, mal, namus emniyetini temin edemediğiniz sürece yapılanlar bir netice vermez.
Buraların elden çıkmasına engel olamadığınız sürece yapılmaya çalışılan işler beyhudedir.
İsrail ile anlaşan Türkiye'nin, İsrail ve ABD ile beraber İslam ülkelerine karşı hareket ettiğini uzun yıllardır ifade ediyoruz.
Hatta İsrail'e 'One Minute' çıkışında bulunan Erdoğan'ın hocası Erbakan'ın da zahirde İsrail karşıtı görünmesine rağmen bu ülke ile yaptığı ve ortaya çıkmasından sonra yalanlanmayan on maddelik gizli bir anlaşması olduğunu ısrarla vurguluyoruz.
Her ne kadar denilenlerle niyetlerin farklı olduğu gerçeğiyle sık sık karşılaşıyorsak da, biz gönül olarak parçalanmanın önüne geçecek devlet iradesinin devreye girmesini bekliyoruz.