Prof. Dr.
Haydar Baş'ın gazetemizde 04.07.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır
Rahmet, bereket, feyiz ve muhabbet ikliminin yarısına eriştik. Receb ayını tamamladık, Şaban ayının ortasına geldik.
Bugün Şaban ayının 15. gecesi… Berat Kandilini idrak edeceğiz.
Şaban ayının 15. gecesine "Berat" denilmesinin iki nedeni vardır:
Bu gece Cenab-ı Hak tarafından şakilere tövbe etmeleri halinde kurtuluş fermanı verilir.
Ve yine bu gece, Allah'ın veli kullarına ziyana uğramaktan kurtuluş fermanı verilir.
Şaban ayının 15. gecesinin yani bu gecenin fazileti ile ilgili olarak Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Şaban ayının orta gecesinin ilk vaktinde Cebrail bana geldi, şöyle buyurdu: Ya Muhammed, başını semaya kaldır.
Sordum: Bu gece nasıl bir gecedir?
Şöyle anlattı: Bu gece Allah-u Tealâ, rahmet kapılarından üç yüz tanesini açar.
Kendisine şirk koşmayanlar dışında hemen herkesi bağışlar.
Meğerki büyücü, kâhin, devamlı şarap içen, faizciliğe ve zinaya devam eden kimselerden olanlar hariç. Bunlar tövbe edinceye kadar Allah-u Tealâ onları bağışlamaz."
Gecenin dörtte biri geçtiği zaman, Cebrail yine geldi ve şöyle dedi:
Ya Muhammed başını kaldır.
Bir de baktım ki, cennet kapıları açılmış. Cennetin birinci kapısında dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyor: Ne mutlu bu gece rükû edenlere…
İkinci kapıdan dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyor: Bu gece secde edene ne mutlu.
Üçüncü kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyor:
Bu gece dua edenlere ne mutlu!
Dördüncü kapıda duran melek şöyle sesleniyor:
Bu gece Allah'ı zikredenlere ne mutlu!
Beşinci kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyor:
Bu gece Allah korkusundan ağlayan kimselere ne mutlu.
Altıncı kapıda duran melek şöyle sesleniyor:
Bu gece Müslüman olan kimseye ne mutlu.
Yedinci kapıda duran melek şöyle sesleniyor:
Hiçbir dilekte bulunan kimse yok mu, kendisine dilediği verilsin?
Sekizinci kapıda duran melek şöyle sesleniyor:
Günahının bağışlanmasını dileyen kimse yok mu, günahları bağışlansın?
Bu kapıları gördükten sonra Cebrail'e sordum:
Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak?
Şöyle dedi: Gecenin ilkinden tan yeri ağırıncaya kadar…
Ya Muhammed, Allah-u Teâla, bu gece Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısı kadar kimseyi cehennem azabından azad eder."
İdrak edeceğimiz Berat Gecesi, hüküm ve kaza gecesidir. Secdede yapılacak duaların, gözyaşları ile Cenab-ı hakka ulaşacağı ve inşaallah kabul edileceği gecedir.
Mükâfatın, affın, ecrin, müjdenin, ihsanın, cennetin vesilesi bir gecedir, Berat Gecesi.
Hz. Peygamber Efendimiz (sav) de bu geceyi sabaha kadar ibadetle ve namazla geçirirlerdi:
Hz. Aişe validemiz Resulullah (sav) Efendimizin şöyle buyurduğunu nakleder:
Ya Aişe, bu gecenin nasıl olduğunu bilir misin?
Şöyle dedim: En iyisini Allah ve Resulü bilir.
Şöyle buyurdu: Bu gece Şaban ayının yarısıdır. Dünya işleri ve kulların işleri bu gece Yüce Hakka arz edilir. Bu gece cehennemden azad edilenlerin sayısı, Kelb kabilesinin koyunlarının sayısı kadardır.
Bu gece bana izin verir misin?
'Olur' dedim.
Kalkıp namaza durdu, ayakta durması hafif oldu, Fatiha Suresini okudu. Sonra da küçük bir sure okudu.
Gecenin yarısına kadar secdede kaldı. Daha sonra ikinci rekâta kalktı. Ayakta iken birinci rekâttaki kadar bir şey okudu. Sonra yine secdeye vardı. Bu secdede dahi tan yeri ağarıncaya kadar kaldı.
Secdede o kadar kaldı ki, "Yüce Allah ruhunu aldı" sandım. Bana gelmesi uzayınca, kendisine yaklaştım. Hatta ayaklarına ellerimi sürdüm. Hareket ettiğini görünce rahatladım.
Secdesinde şöyle dediğini duydum: Azabından affına sığınırım. Darlığından rızana sığınırım. Senden sana sığınırım. Şanın Yücedir. Sen kendi zatını övdüğün gibi, seni övemem."
Bu geceye mahsusu bir de namaz vardır. "Hayır Namazı" denilen bu namaz, her rekatta bir Fatiha ve 10 kere İhlas Suresinin okunması şeklinde kılınacak yüz rekatlık bir namazdır.
Hasan-ı Basri Hazretleri'nden gelen bir rivayetle, "Her kim bu namazı Berat Gecesinde kılar ise, Allah-u Tealâ'nın yetmiş rahmet nazarı kendisine ulaşır. Her nazarda kendisinin yetmiş ihtiyacı yerine gelir. Bunların en küçüğü, Allah-u Tealâ'nın mağfiretidir."
Bu gece rükûların, secdelerin, zikrin, salâvatın tan vakti ağarıncaya kadar Cenab-ı Hakk'a ulaşacağı gecedir.
Cenab-ı Hak, tan yeri ağarıncaya kadar dergâhında af dilemeyi, el açıp dualar ile dilekte bulunmayı hepimize nasip etsin. Dualarınızda bizleri de unutmayınız.
Berat Kandiliniz mübarek olsun.