Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 27.11.2014 tarihli yayımlanan yazısıdır
Dünya nüfusunun yüzde 50'sinden fazlasını oluşturan kadınlarımızın hakları veya uğradıkları şiddet her dönemde gündem edilmiştir.
25 Kasım Kadına Yönelik Uluslararası Şiddeti Önleme Günü dolayısıyla yapılan etkinliklerde de yine aynı mevzular konuşuldu.
Anketler şu acı gerçeği ortaya koymaktadır: Avrupa'da her 5 kadından biri, Türkiye'de ise her 5 kadından ikisi fiziksel şiddete maruz kalmaktadır.
21. yüzyıla yakışıyor mu demeyin. Kadın cinayetlerindeki artış ürkütücü boyutlardadır.
Kadına yönelik şiddetin çözümü konuşulurken ilk sırada sosyo-ekonomik statüsünün güçlendirilmesinin altı çiziliyor. Kadın cinayetleri veya kadına şiddet konusunda hazırlanan yasal düzenlemeler bir noktada beklenen caydırıcılığı verememiştir.
Mesele, kadın ile erkeğin eşit olup olmaması konusu da değildir. Biz bunu siyasi gündemi değiştirmek için anlık polemikler olarak değerlendiriyoruz.
Cenab-ı Hakk, kadın ve erkeği farklı yaratmıştır. Ancak kadına şiddet, daha güçlü yaratılan erkeğe bunu yapma hakkını asla vermez.
Kaldı ki, üstünlüğün takva, dürüstlük, nezaket ve nezafetle mümkün olduğunu bilmesi gerekirken, her dönem ve her devirde bu yarışta erkeği geçen kadınları Sayın Cumhurbaşkanı neden tanımamakta ısrar etmektedir?
Doğru, kadın erkek gibi iyi hamal değildir, o nezaket ve nezafet ehlidir. Eğer hamallık üstünlük sebebiyse elbette o kadın olmayacaktır?
Kadınların toplumumuzda ezilmelerinin ana nedeni, platformlarda da ifade edildiği gibi ekonomik acziyetleridir.
Türkiye'de 22 milyon yoksul insanın 15 milyon 400 binini kadınlar oluşturmaktadır.
Hemen hemen kanayan yara halindeki her meselenin temelinden ekonomik sıkıntılar çıkıyor.
Evet, ekonomik problemler vardır ancak bunların halli hakkında bizden başka bir çözüm sunan da söz konusu olamaz.
Milli Ekonomi Modeli'ni her fırsatta siz vatandaşlarımıza anlatmamız da bu sebepledir.
Bugün kapitalizmin esiri olan, aldığı borç paraları sadece aldığı borçların faizine ödeyebilen bir maliyemiz var.
Bu şartlarda siz ekonomik darboğaz içinde ne şiddete maruz kalan kadınların haklarını düzeltebilirsiniz; ne de onlara içine düştüğü bunalım nedeniyle saldıran erkeklerin halini değiştirebilirsiniz.
Milli Ekonomi Modeli, çağın ekonomi problemlerini hallettiği kabul edilen tek sistemdir. Maalesef Türk insanı sadece boyalı basın dediğimiz magazin basınını takip ediyor; adeta duyuları esir edilmiş bir halde?
Oysa Rusya başta olmak üzere 150'yi aşkın ülkenin kısmen uyguladığı bu model, bizlerin tüm ekonomik dertlerini bitirecek mükemmelliktedir.
Tezimizin Sosyal Devlet projeleri ile halka sunduğu imkânlar adil bir gelir dağılımını, işsizliği halletmektedir.
Her Türk vatandaşına sadece Türk vatandaşı olması nedeniyle vatandaşlık maaşı verilmesi, doğum yapan kadınlara ikramiye, çocuk maaşı, ev hanımlarının işçi statüsünde devamlı maaş alması, kadınlarımıza çalışmasalar dahi bir devlet desteği sunmaktadır.
Sosyal Devlet projelerimizin kaynakları, GSMH'nin ve yeraltı kaynaklarımızın karşılığında paranın yani senyorajın devreye konmasıyla elde edilmesidir.
Milli Ekonomi Modeli yazılarımız umarız halkımızın refaha giden yolu görmelerine vesile olur. Zira siz ne kadar doğru tespitlerle sorunları ortaya koysanız da, aynı kapitalist düzende çözümünüz olmayacaktır.