Prof. Dr.
Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 14.12.2012 tarihli yazısıdır
ABD hükümetinin üst istihbarat örgütü "Ulusal İstihbarat Ofisi'nin" açıkladığı 'Küresel Trendler 2030' raporunda, Türkiye parçalanabilecek ülkeler arasında yer aldı.
Önümüzdeki dönemde dünyayı etkileyecek kötü senaryolardan birinde Türkiye'den bahsederek, Kürdistan'ın yükselişinin Türkiye'nin bölünmezliğine bir darbe olacağını belirtti.
Yazılarımızda, Türkiye Kurtuluş Savaşı'nın yaşandığı günlerden geçiyor derken dikkat çekmek istediğimiz husus da budur.
Özellikle 2000 senesinden sonra başlayan süreçte Müslüman coğrafyalara yönelik stratejilerini değiştiren ABD için Türkiye en son halkadır. Ve Türkiye bu senaryonun bir parçasıdır.
1999 senesinde dönemin ABD Başkanı Clinton, Ankara ziyareti sırasında Türkiye'nin dünya dengelerini değiştirecek rolü hakkında şunları söylemişti:
"20. yüzyılın ilk çeyreği Osmanlı imparatorluğunun mirasının paylaşılmasının yol açtığı değişikliklerle geçti. 21. yüzyılın ilk çeyreği ise Türkiye'nin alacağı doğrultuyla şekillenecektir."
Türkiye'nin gelinen noktada yine dış güçlerin etkisi ile kaynakları yabancılara peşkeş çekilmiş, ekonomisi tamamen dışa bağımlı hale getirilmiş, bir pazar olması boşa değildir.
Varlığından bahsedilen 36 etnik grup ülkemizde Türk şemsiyesi altında bir bilek bir yürek yaşarken, Kürt kartı ile birliğimiz bozulmaya çalışılmaktadır.
AB serüveninde çıkarılan yasalar bu parçalanmanın zeminin hazırlamaktadır.
Yeni anayasa yazım çalışmalarında, dillendirilenler gerçekleşirse federatif yapı kesinleşecektir.
Kabul edilen Büyükşehir Yasası bunun ilk adımıdır.
Yaşanalar ve talep edilenler maalesef, son açıklanan parçalanma sürecine hızla ilerlediğimizi göstermektedir.
Verdiği Kurtuluş Savaşı ile ezilen halkların özgürlük mücadelesinde öncü olan Türk milleti, tarihten gelen birikimi ve tecrübesi ile bugün de önder olmak mecburiyetindedir.
Bu vazifesini yerine getirebilmesi için, her sahada tam bağımsızlığı esas alarak, varlığını devam ettirebileceği milli bir devlet anlayışını ve "bağımsızlığın belki de en önemli göstergesi olan milli bir ekonomi sistemini hayata geçirmek" zorundadır.
Ayyuka çıkan parçalanma senaryoları karşısında, zaman birlik olmak zamanıdır.
Bu sebeple bütçe görüşmelerinde, sık sık kavgaya dönüşen ve sadece eleştiri üzerine kurulu yaklaşım bir kenara bırakılmalı, milletin tamamını kuşatacak çözümler milli politikalar ile bir an evvel hayata geçirilmelidir.