Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 11.03.2016 tarihli yazısıdır
Bugünün yoğun iş hayatında namaz kılmakta zorlanan bazı kardeşlerimiz bize, "Namaz hususunda ne yapmalıyız?" diye soruyorlar.
Cenab-ı Peygamber Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde, "İslam beş esas üzerine oturdu; Kelime-i Şehadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Hacca gitmek, Ramazan orucunu tutmak" buyurur. (Buhari, İman 2; Müslim, iman 21-16)
Bu beş temel olmadan insanın "inandım" beyanının ispatı yapılamaz. Kişi, bu beş halle beraber inancının ispatını yapacaktır.
Allah'ın Sevgilisi, ispat olduğu için, "Namaz dinin direğidir" buyurur.
Aynı zamanda, diğer bir Hadis-i Şerifte "Namaz müminin miracıdır" buyrulmuştur. Zira kulun secde hali, "Ben yokum ya Rabbi! Sen varsın" halidir.
Namaz atmosferine girildiğinde, hatırınıza olur olmaz her şey gelir. Çünkü namaz, Müslüman'ın banyo odasıdır. Nasıl bir fotoğrafçı filmleri banyo ederken, çektiği kareler önüne gelirse, Müslüman da o ana kadar kalbinde ne işle meşgulse onlar namazda hatırına gelir.
Namaza durduğunuzda dedikodu, kavga, gürültü, mal, mülk, alacak ve borç? Hülasa aklınızdan bunlar geçer ise durum kötüdür.
Namazda Allah (cc) ile olmanın yolu, Allah'ın huzurunda, namazdan evvel kalbi Rab ile Rabb'in tecellileriyle doldurmaktır.
Bunun yoluysa Allah'ı çokça zikretmektir.
Zikir hali ile Allah'ın sevgisi, Allah'ın dostluğu ve arkadaşlığı sizin kalbinize yerleşir. Eğer kalbinizde o zikir emareleri, işaretleri yoksa tadını alamazsınız.
İşte o vakit, bugün yaşanan hali yaşarız, namaz insanın sırtında bir yük olur. Tahsildara vergi öder gibi eğilir, kalkarsınız. Şeklî bir fonksiyon icra edersiniz. Dünya bizim kalbimizde olduğu sürece cesedimiz Allah'ın huzurunda, ruhumuz başka âlemde olacaktır.
Oysa 'Allahü ekber' diyerek, dünyayı elimizin tersiyle itmeliyiz.
Hz. Peygamber, "Herhangi birinizin kapısında günde beş defa yıkandığı bir nehir olsa, o kimsenin üzerinde bir kir kalabileceğini tasavvur edebilir misiniz?" diye ashabına sorduğunda Ashab, "Kir namına bir şey kalmaz" deyince, Hz. Peygamber, "İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah bununla günahları giderir" buyurdular.
Namaza devam eden Müslüman'ın yüzünde o değişimi görürsünüz. Gün geçtikçe Müslüman'da namaz münasebetiyle Allah'ın nuru tecelli ettiğinden, Allah'ın güzellikleri, cismani olarak suretinde zuhur eder.
Farz olan namaz ibadetinde, namazın 12 şartından birisi istikbal-i kıble, yani kıbleye yönelmedir.
Bir düşünelim. Beytullah'a döndük. Beytullah'ta namaz kılanlar, aradan Beytullah'ı kaldırdığınızda birbirine mi secde ediyorlar sizce?
Nereye secde ediliyor?
"Ben aleme sığmam, mü'min kulumun kalbine sığarım" diyor Cenab-ı Hak (cc). Asıl Beytullah insanın kalbidir.
İnsanlar, Beytullah'a da değil, bütün aleme sığmayıp, mü'min kulunun kalbine tecelli eden Allah'a secde ediyorlar.
Yani asıl mihrap, mümin kulun kalbindedir.
Cenab-ı Hak, bu hali yaşamayı, namazlarımızı bu şuurla kılmayı nasip eylesin.