Prof. Dr. Haydar Baş'ın 03.03.2015 tarihli yayımlanan yazısıdır
Başkanlık sistemini isteyen dolayısıyla federatif yapıyı hayal eden Erdoğan'ın demokratik krallığa gittiğinden bahsediyoruz.
Sayın Erdoğan siyasete atıldığı günden beri hiçbir vaatte bulunmamış, tam tersine yaptıklarının üstüne yapacaklarını da gizlemeden anlatmıştır.
12 sene içinde icraata geçen adımlar Türkiye'de ciddi depremler yaratsa da, yenilenen seçimlerde halk yine kendilerine iktidarı layık görmüştür.
Dolayısıyla gelinen noktanın asıl müsebbibi maalesef halkımızdır.
Türkiye'yi kadromuzla beraber karış karış geziyoruz. Ücra köylere kadar ulaşıyoruz. Herkes dert yanıyor, sıkıntısını anlatıyor. Halinden memnun bir Allah kulu yok gibi?
Bu geçen seçimde de böyleydi, ondan öncekinde de. Peki, ne oluyor da millet seçimini yine aynı çözümsüzlüğü iktidar etmek için kullanıyor?
Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'de 'çoğu zanna uyar' (Yunus, 36) ve 'çoğu gafildir' (Yunus, 92) buyurmaktadır.
Hakikaten milletin yüzde 50'si denebilecek bir kesim, istikrar bozulmasın zannı üzere hareket etmektedir ve gaflettedir.
Gaflette olmasa tarımı, hayvancılığı bitmiş; sanayisi çökmüş, insanı aç bir hale istikrar demez herhalde?
Yüzde 10.7 resmi işsizlik rakamımız...Vatandaşın 83 milyar TL'si kredi kartı borcu olmak üzere bankalara 357 milyar TL borcu bulunuyor.
Hülasa vatandaş borca batmış durumda. 1.1 milyon protestolu senet işleme konulmuş.
Tarımsal alanımız 33 milyon dönüm azalmış durumda.
Demokratikleşme bu hükümetin anahtar kelimesi haline gelmiştir.
İç politika demokratikleşme adına çözüm süreci ile şekillenirken; Asayişin temini için, terörle pazarlık yapmaya kalkışan, hak adı altında var olan hakları da yok edecek olan yanlış bir politika sergilenmektedir.
Kuvvetler ayrılığı çiğnenmektedir. Cinnet toplumu haline gelen Türkiye'de yaşanan cinayetler kan dondurmaktadır.
Dış siyasetimiz demokrasi getirilecek işgallere ön verme şeklinde devam ederken; tek dostu ve komşusu kalmayan Türkiye, BM'ye teröre destek veren ülke olarak şikâyet edilmektedir.
Haziran seçimleri işte bu vahamet tablosunu halkın ne kadar anladığını gösterecektir.
Kur'an-ı Kerim'de Maide suresinin 103. ayetinde "İnsanların çoğu akıl etmez" buyrulur.
Hakikaten 12 yılda günden güne gerileyen hayat şartlarına, yitirilen ahlaki değerlere, kaybolan kırmızı çizgilere rağmen halen istikrar diyerek 'güç'ün arkasından gitmek ancak bu ayetle izah edilebilir herhalde.