Prof. Dr. Haydar Baş'ın 04.08.2017 tarihli yayımlanan yazısıdır
Ortadoğu'da IŞİD bahanesi ile toprak paylaşımına giren ülkeler arasında işler günden güne kızışıyor. Değişen iklim dengeleri nedeniyle ABD'nin vatan arayışında olduğunu belki 10 yıldır ifade ediyoruz.
Bizim de dahil olduğumuz bölge ise yaşanan gelişmelere göre seçtikleri yeni vatan?
Rusya yakından izlediği Birleşik Devletler karşısında 'ben de süper gücüm' deme gayretinde. Suriye işgalinde Çin'le beraber hareket ederek ABD'nin ve yandaşı güçlerin ilerlemesini engelleyen devlet, özellikle Trump'ın onayladığı son yaptırım kararıyla ne ABD'yi komşusu görmek istiyor, ne de Ortadoğu'nun zengin kaynaklarını ona bırakmayı?
Amerika, yakın zamana kadar yeşil ışık yaktığı Barzani'ye de referandum için halen izin vermiş değil.
Görünen o ki, planlarında Ortadoğu'da bir Kürt devletine gerek kalmadı.
Şu ana kadar İsrail ile fikri ve itikadi bir birliği olsa da ilerleyen zamanda onu da saf dışı bırakması şaşılacak bir gelişme olmayacaktır.
Amerika bölgedeki planları için Türkiye'nin tüm çekincelerine rağmen, IŞİD'e karşı YPG'yi kara kuvveti olarak kullanıyor; Rusya ise Hizbullah, Nusayri milisler ve İran ile beraber Suriye'ye sahip çıkıyor.
Türkiye'ye gelince...
Türkiye bel bağladığı ABD'den YPG taleplerinin reddedilmesinden sonra ikinci bir darbe daha aldı. Üstelik bu hamle yalnız kalan bizi iyice köşeye sıkıştırıyor.
29 Temmuz günü Trump'ın IŞİD'le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, "Bazı dostlarımız sınırdan Suriye'ye teröristlerin sızmasına göz yummaktadır" dedi ve İdlib'in El Kaidecilerin en büyük merkezi haline geldiğini söyledi.
Bu açıklama elbette üstü kapalı olarak Türkiye'yi zan altında bırakıyor.
Türkiye'nin ABD yanlısı istikametinde izlediği dış politikanın bir gün başına dert olacağını her fırsatta yazıyoruz.
Hatta Esad rejimi Şubat ayında BM'ye yolladığı bir mektupta, Suriye toprak bütünlüğüne ve halkına karşı işlediği suçlar nedeniyle BM Güvenlik Konseyi'ni Türkiye'ye karşı göreve çağırmıştı.
Oysa Suriye'de asıl işi karıştıranın Amerika olduğunu bildiği halde.
Suriye şu anda ana hatlarıyla dörde bölünmüş durumda. Kuzeyde, Trump'ın onayı ile ABD'den resmen silah yardımı alan YPG'liler var. Ülkenin doğusunda IŞİD hakimiyeti söz konusu...
Suriye'nin geldiği içler acısı tabloda Türkiye'nin payı varsa, Amerika'nın, İsrail'in ve işgali destekleyen tüm ülkelerin de mesuliyeti aynıdır.
Ama sadece Türkiye'nin adı geçiyor.
Ülkemizde ise şu anda sınırlarımızdan giriş yapıp şehirlerimizde dolaşan yabancı insan sayısı dahi belli değil.
Gasp, hırsızlık, yağma işlerine karışmaya başlayan yabancılar için yardım istediğimizde bize el uzatacak bir komşu devlet bulamayacağız.