Prof. Dr.
Haydar Baş'ın gazetemizde 06.09.2013tarihli yayımlanan yazısıdır
Türkiye'de nerede ise her sene değişen sınav ve eğitim sistemine alıştık.
On yılda dört bakan değiştiren Milli Eğitim, evlatlarımızı nasıl eğiteceğine bir türlü karar verememiş durumda.
Ülkemizin iç politikada, uluslararası arenada, ekonomide geldiği vahim tabloda, kişilere ve zamana göre değişen siyaset anlayışının payı büyük.
Her sahada milli bir çizgi izlenmesi gerekirken, deneme yanılma yolu ile devlet idaresi maalesef gelenekselleşmekte...
Binlerce yavruyu, beraberinde anne ve babalarını etkileyen eğitim sistemindeki değişiklikler uygulamaya geçirildiği an hezimete uğramaktalar.
Geçtiğimiz gün bakan Nabi Avcı kameraların karşısında idi. Sınav sistemindeki yeni düzenlemeyi anlatmaya çalıştı.
Bu eğitim öğretim yılında 8. sınıflara birinci dönemde 6; ikinci dönemde 6 toplam 12 sınav getirildi. Seneye bu sınavları 6. ve 7. sınıflara da uygulayacaklar.
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) olarak ifade edilen bu karmaşa, bir çocuğun üç senede 36 yeni sınava girmesi demek.
Büyük bir ihtimalle, yaşanacak zorluklar fark edildiğinde, bir dahaki sene bu sınavlar da kaldırılacaktır.
Geçen sene 66 aylık 'bebeklerimizin' ana kucağından alınarak okula başlamasını zorunlu kılan sistem, başarı elde edilememesi ve çocukların adapte sorunlarının fark edilmesi ile bu sene veli isteğine bağlandı.
Dershanelerin kaldırılması gündem edilmesine rağmen, gerekli yasal düzenlemenin olmaması, dershanelerin yeni sınav sistemine göre ders vererek faaliyetlerine devam etmesine yol açtı.
Kılık kıyafeti serbest bırakan uygulama, veliler isterse okullar formaya geçebilir noktasına geri adım attırdı.
Bir ileri iki geri, deneme yanılma yolu ile Eğitim Bakanlığı görev icra edemez.
Hiç düşündünüz mü?
İngiliz kültürü ile yetişen bir İngiliz genci, Alman bilinci ile eğitilen Alman genci oluyor da, Müslüman ve kahraman Türk genci yetiştirebiliyor muyuz?
Eğitimin temel maksadı, çağın gereği maddi ilimleri öğretmek kadar geleceğimizin teminatı gençleri, bizi biz yapan değerlerimiz ile yoğuracak bir programın sunulmasıdır. Ve bu program deneme yanılma ile değil, değişmeyen milli bilinç ile şekillenmiş bir düzen ister.