Prof. Dr.
Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 25.11.2013 tarihli yazısıdır
Dünya gerçekten de demokrasi peşinde... Fakat bu demokrasi ABD'nin ikiz kulelere gerçekleştirilen bombalı saldırı sonrasında başlattığı demokrasi anlayışı değil elbette.
Barış ve huzur isteyen halklar, uluslararası ilişkilerde iç işlere müdahale istemiyor, bağımsızlığına saygı bekliyorlar.
Bu sebeple, BOP ve Arap Baharı'nda yaşananlar, ABD'yi dünya liderliğinden sildi.
Suriye konusunda gösterdiği barışçıl tavır ve halkları kucaklayan tutum Rusya'yı yeni dünya liderliğine oturttu. Bu gerçeği bir de bizim siyasilerimiz anlayabilse...
Rusya'ya hareketinden önce Mısır'da darbe ile iktidardan indirilen Mursi'ye bir kez daha sahip çıkan Erdoğan, Mursi'nin yargılandığı mahkemeyi tanımadığını söyledi.
Açıklamasında dünyadaki demokrasi uygulamalarının arkasındayız derken, acaba Irak'ta petrol uğruna akan masum kanını unuttu mu?
Bu savaşta, ABD'li askerlerin evlerine sağ salim dönmesi için dua eden Başbakan, namusu kirletilen kadınları hangi demokrasi ile açıklayabilir?
Afganistan'da, Tunus'ta, Libya'da demokrasi kan ve gözyaşından başka ne getirdi?
Ya da Suriye'de, ABD ve İsrail çıkarları için yok olan aileleri, yetim kalan çocukları, yıkılan sahabe kabirleri, tarihe karışan İslam medeniyeti hangi demokrasi ile izah edebilir?
Demokrasi halklara haklarını vermek, can, mal, namus emniyeti getirebilmek, din ve vicdan hürriyeti sunmaktır ve bu işgal siyasetinde bunların zerresi bulunmamaktadır.
Dikkat ederseniz Mısır'da yaşananlar sadece Türkiye'nin gündeminde, tıpkı Suriye savaşını isteyen tek kale Türkiye gibi.
Çünkü Başbakan için Mursi'ye sahip çıkış, sıra kendine geldiğinde "darbe ile indirilir miyim" korkusundan başka bir şey değildir.
Rusya temaslarında Putin'in "Suriye konusunda farklı düşünüyoruz" ikazına rağmen, halen Suriye'de yaşananlardan "Esad sorumludur" diyebilmek, Erdoğan'a has bir demokrasi olsa gerek?
Bu şahsa özel demokrasi bakışı, bugün Mısır Büyükelçimizi "istenmeyen adam" ilan ettirdi ve Büyükelçimiz Kahire'den gönderiliyor.
Gerekçede, "Türkiye Mısır'daki istikrarsızlığı yaymak isteyenlere destek olmaktadır ve Ankara iç işlerimize karışıyor" denmiştir.
Türkiye'de şahsa özel demokrasi anlayışı, Mısır'da içişlerine karışıyor, Suriye'de demokrasi adına asayişi bozan terör örgütleriyle beraber hareket edildiğini yabancı basında yazdırıyor.
Suriye halkı, Mısır halkı, Lübnan halkı Türk siyasileri artık alenen eleştiriyor, ülkelerine istemiyorlar.
Korkarız, bu özel demokrasi hareketi darbeli veya darbesiz Erdoğan'ın da kaderi olacaktır.