Prof. Dr.
Haydar Baş'ın Rahmet-el lil Alemin adlı eserinden alınmış yazısıdır.
"İnsanın yaratılışının sebebi Allah'ı (c.c) bilmek, bulmak ve tanımaktır. Nitekim ilk ayette "seni yaratan Rabbinin adıyla oku."(Alak 1) buyrulmaktadır.
Rab, kelimesi terbiye eden, demek olduğuna göre; görmek, işitmek, koklamak ve hissetmeyi sağlayan organların bu vazifeyi kusursuz yapmalarının hikmeti Allah'ın (c.c) onlara verdiği terbiyedendir.
Aklın, beynin, kalbin çalışmalarının noksansız ve kusursuz olmaları da Allah'ın (c.c) koyduğu esasa kesinlikle itaatlerini ifade etmektedir.
Böylece insanın maddi ve manevi bünyesine bu kabiliyeti verenin, yani 'Rabbin' adıyla denmesinin hikmeti, Allah'ın (c.c) sanatını düşünerek bizi, kendi zatını tanımaya davet etmesidir…
İnsanın dünyaya gelmesi lütuftur
"Cenab-ı Hakk'ın kerem sıfatından bahisle, insanın bir lütuf eseri olarak dünyaya geldiği zikredilir. İkram ve lütuf; hak sahibi olma hakkına sahip olmadığı halde, hak sahibi olmaktır…
Yani insan, dünyaya gelme hakkına sahip olmadığı halde, Allah'ın (c.c) değişik ikramlarına muhatap olmuştur.
İkram ve lütufta eşitlik aranamaz
Allah (c.c) herkese dilediği kadar lütfetmiştir. Akıl, mal, mülk, evlat, rütbe nevinden az veya çok oluşu O'nun ikramıdır.
İkram ve lütufta eşitlik aranamaz. Yani hiç kimse, 'niçin bana filanca kadar vermedin' diyemez.
Zira O'nun verdiği, kereminin sonucudur. Zaten insanın var olma hakkı yoktu ki, mülkiyetinin fazlasını talep etme hakkı olsun.
Bu noktada şunu da belirtmek lazım, bütün bunlara rağmen Allah (c.c) adil olduğu için herkesi kendi şartları ve sahip olduğu imkânlarıyla imtihan eder…"
Mümin kullara Allah'ın yardımı her şartta yetişir
"Hangi zor şartlarda olursa olsun Allah'ın (c.c) nusratı (yardımı) daima inanmış kullara yetişir.
Bütün kapıların kapanıp, her şeyin bittiği zannedildiği an, Allah (c.c) lütuf ve ihsan kapılarını açıp, kudretini mü'min kulunun üzerinde tecellisi ile göstererek, aşılamayacak engel bırakmaz…"