Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 23.07.2014 tarihli yayımlanan yazısıdır
BRICS ülkeleri yeni bir ekonomi yapılanması için imzaları attılar. IMF ve Dünya Bankası'na rakip olacak 'banka' ilk defa uygulanan bir sistem oluşturacaktır.
IMF ve Dünya Bankası kapitalizmin eseridir. Kapitalizmde devletin ekonomiye müdahalesi reddedildiği için piyasalarda oluşan açık borç alınan para üzerinden kapatılmaya çalışılır.
Borç veren uluslararası kuruluşlar faizle sattıkları parayı bir banka aracılığı ile transfer ederler.
Para devletin hazinesine girmeden çoğu kere verilen borçların karşılığı olarak zaten geri alınır. 21. yüzyılda devletleri köle etmenin yoludur IMF ve Dünya Bankası.
BRICS ülkeleri attıkları adım ile işte bu sömürü zihniyetine hayır diyorlar. Peki, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana egemen olan ABD'nin tahtını yıkan formül neden şimdi akıllara geldi?
Kapitalizmin izlerini yok etmek elbette karşısına çıkartılabilecek yeni bir sistemle mümkün olabilirdi.
Rusya yeni sistem arayışını, bendenizin Milli Ekonomi Modeli (MEM) ile sonlandırmıştır.
2005 senesinden bu yana ülkemize gelen Rus profesörlerin bana sordukları sorular karşısında aldıkları yanıtlar ve tezi kısım kısım uygulamaya başlamaları onları MEM'de karar kılmaya sevketti.
Prof. Dr. Victor Minin'in, "Biz Ruslar sosyalizmden, dünya kapitalizmden çok çekti. İkisinin yıkıcı etkilerini de yok edecek model MEM'dir" dediği Milli Ekonomi Modeli, getirdiği formüllerle tamamen orijinal, denenmiş sistemlerin yanlışlarını yok edecek tümü çözüm bir tezdir.
Sürekli büyümeyi temin eden, adil gelir dağılımı sağlayan ve işsizliği bitiren MEM, Rusya'yı ayağa kaldırmıştır.
Tezi 2013 yılından itibaren meclisinde kanunlaştırarak uygulayan Rusya bugün annelere doğum ikramiyesi vermektedir, ev kadınlarını emekli etmektedir, küçük ve orta boyuttaki işletmeleri devlet desteklemektedir. Madenler kamulaştırılmıştır. İhracatta milli parası ile işlem yapmaktadır.
MEM'in kuralları başka ülkelerde de uygulanmaktadır. Almanya ve İsviçre vatandaşlarına maaş bağlama konusunu gündem etmiştir. Hindistan ve AB ülkelerinde devletin vatandaşa teşvik paketi vermesi tartışılmaktadır. Vatikan dahi kadınlara bizden alıntı ile maaş bağlanmasını önermiştir.
Bu ülkelerin krizden çıkış adımları kapitalizmde olmayan Milli Ekonomi Modeli'ne ait çözümlerdir. 130'a yakın ülke MEM'i uygulayarak vatandaşına daha iyi bir gelecek sağlama çalışıyor.
BRICS üyesi ülkeler; Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika birleştiler. Dünyada kapitalist sistem yıkıldı, karşısında bir MEM Bloğu oluşuyor.
Türkiye'deki siyaset ise her şeyden habersiz gibi kör-sağır-dilsiz rolünde. Basın da aynı tavır içinde.
MEM'in ilk tanıtım kongresi 2005'te İstanbul'da gerçekleşmişti. Basında tek satır yer bulamadık; aradan yıllar geçti, Rusya Duma'sına devlet başkanlarının girdiği kapıdan giriş yaptırılan bizler, Duma'da beş saat süren bir MEM sunumu gerçekleştirdik. Devlet Başkanı Putin, "MEM'i tamamen uygulayacağız" dedi, Türkiye de yine ses seda yok.
Rus devleti ile Bağımsız Türkiye Partisi, MEM etrafında bir mutabakat imzaladı. Rus Konsolosu'nun da bulunduğu törende haber verdiğimiz halde tek bir devlet yetkilisi yer almadı.
Ağaçtan inemeyen kediyi dakikalarca gösteren boyalı haber bültenleri, bir devletle şahıs arasında yapılan ve devletler tarihinde ilk olan bu müthiş olaya yer verme cesaretini göstermedi.
Oysa mutabakatta bendenize takdim edilen devlet nişanı Türkiye'nin gururuydu.
Şimdi de MEM'in bir kuralı BRICS ülkeleri tarafından uygulamaya konuluyor. Milli paraların devreye girmesi ve devletin ekonomiye müdahalesi MEM ile iktisada giren iki kuraldır.
Göreceksiniz, IMF ve Dünya Bankası boyunduruğundan kurtulan BRICS ülkeleri ekonomilerini çok güçlendirecektir. Bu noktaya geliş MEM'in eseridir.
Türkiye'de Milli Ekonomi Modeli ve şahsım üzerinde devam eden müthiş bir karalama var. Gizleme, yok sayma, gözlerden kaçırma devam ededursun, biz çoktan dünyaya açıldık. Dünya bizi tanıyor, tezimizden istifade ediyor, bize saygı duyuyor.
Halimiz, ellerindeki makamı alacak korkusu ile zindandan çıkması engellenen Hz. Yusuf'a benziyor.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar engel olamadılar. Cenab-ı Hakk, Hz. Yusuf'u zindandan da çıkardı, Mısır'a vali de yaptı, ilmi ile halka hizmeti de nasip etti.
Bizi menfaatleri uğruna gizleyen siyasi cenahı anlıyoruz da, dünya yerinden oynarken her şeye bu kadar duyarsız halkımıza bir akıl erdiremiyoruz. Fakirliğe, açlığa, ezilmeye, sefalete bu kadar mı alıştırıldınız?
