Prof. Dr.
Haydar Baş'ın gazetemizde 21.11.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır
1- Bölgeden alınan son haberlerde Suriye'de muhalif Özgür Suriye Ordusu ile PKK'nın oradaki uzantısı olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) arasında çatışmalar çıkmıştır.
2- Irak'ta PKK'nın destekçisi Peşmerge güçleri ile Irak ordusu arasında çatışmalar söz konusudur. Dün itibariyle 13 kişi çatışmalarda hayatını yitirmiştir.
3- Türkiye'de siyasi bir zemine kaydırılma yolunda önemli kazanımlar elde eden PKK ile her gün yaşanan çatışmalar devam etmektedir.
Türkiye, Irak ve Suriye'de yaşanan bu gelişmeler, geçtiğimiz aylarda Barzani'nin de ifade etmekten çekinmediği, sınırları Suriye'nin, Irak'ın ve Türkiye'nin bir bölümünden müteşekkil Kürt devleti hakkındaki pastanın paylaşımını akıllara getirmektedir.
PKK mevcut tabloda Kürt devletinin kurulması muhtemel üç bölgede de "baş" olma mücadelesindedir. Onlara göre, Ortadoğu coğrafyasında ilk gerçek Kürt hareketini başlatan PKK'dır.
Bugün açlık grevleri ve diğer yöntemlerle Türkiye'ye kabul ettirilmek istenen de acaba, ilk hareketi başlatan olarak PKK'nın kurulacak Kürt devletinde merkez olması gerektiği fikri olabilir mi?
Türkiye'ye denilen "Ülkenizde bizi terörist olarak görerek savaşıyorsunuz ama diğer Kürt lider Barzani'yi muhatap kabul ediyorsunuz" olabilir mi?
Bugün Türkiye, Irak'ta merkezi hükümeti bırakmış kendine muhatap olarak Barzani'yi kabul etmektedir.
AKP Kongresi'nde "Türkiye seninle gurur duyuyor" diyerek karşılanan Barzani dahi gördüğü ilgiden şaşırmıştır.
Barzani hükümetinden, merkezi yönetimin karşı çıkmasına rağmen petrol alımı devam etmekte, enerji konusunda işbirliği yapılmaktadır. Ciddi bir ticaret söz konusudur.
Türkiye'nin şu anki tavrına bakılırsa, kurulması muhtemel Kürt devletinde bu tabloya göre merkez Barzani olacak gibi.
Bugüne kadar yapılan sözlü ve fiili itirazların asıl nedeni kimin baş olacağı konusu olabilir. Son günlerde PKK'nın lideri konusunda da tartışmalar başlamıştır.
Ancak açlık grevlerinin sona erdirilmesi kararı İmralı ile yapılan görüşmelerden sonra gerçekleştiğine göre halen otorite İmralı'dadır.
İmralı talimatları ile devam eden hükümet ve PKK görüşmeleri ve diğer baskılar bakalım Türkiye'yi Barzani den koparıp bu yöne döndürebilecek mi? Sakın bu böyle olmaz, İmralı resmi devlet muhatabı haline getirilemez demeyin.
Yıllardan beri kendisi ile mücadele edilen şahsı, hem de mahkûmiyeti devam ederken, onunla mücadele edenlere karşı şahit gösteren Türkiye niçin bunu yapmasın ki?