Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 18.01.2014 tarihli yayımlanan yazısıdır
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk ile ilgili eser çalışmamız, bizi onun soyağacını araştırmaya yöneltti.
Bu eser bize, Atatürk'ün bilinmeyen yönlerinin kapılarını açacak. Soyağacı incelememiz esnasında cumhuriyetin temellerinin Hacı Bektaş Dergâhı'nda atılması kadar şaşırtıcı ve önemli bir gerçeğe ulaştık.
Neden Bektaşi dergâhı? Ve neden yeni devletin kurulma fikri bir Bektaşi şeyhi ile paylaşıldı?
Bu hayati soruların cevapları Ata'nın soyacında gizli aslında. Soyağacı da, vasiyetname gibi Türk milletinden saklanan bir durumdur.
Zira Mustafa Kemal'in soyu Ehl-i Beyt'e dayanmaktadır. Evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Atatürk, hem ana hem de baba tarafından Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin soyundan gelmektedir.
Bu hakikati, Atatürk'ün jandarma istihbarat subayı olan Mehmet Rıfat Efendi'nin torunu Meriç Tumluer'in belgelere dayalı ifadesinden aktaralım:
"Atatürk hem anne, hem de baba tarafından Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in soyundan gelmektedir. Atatürk'ün dedelerinin uzun yıllar Deliorman, Veliko, Dobruka, Tırnova bölgesinde yaşadıkları biliniyor.
Bugün türbesi Diyarbakır'da bulunan, Ehl-i Beyt soyundan Seyyid Sarı Saltuk Hazretleri'nin Rumeli'yi müslümanlaştırma çalışmalarında bulunan oğullarının ve torunlarının soyunun Atatürk'ün dedelerine kadar geldiği biliniyor.
Bu soy, Dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi'ye kadar uzanmaktadır. Kızıl Hafız Ahmet Efendi'nin ailesinin yani Atatürk'ün atalarının, Anadolu'dan Konya ve Aydın yöresinden geldiği yazılmaktadır.
Atatürk'ün dedeleri; Anadolu'dan Rumeli'ye gidip, Yunanistan'da Manastır Vilayeti'nin Derbe-i Bala Sancağı'na bağlı bulunan Kocacık Nahiyesi'ne yerleşmişlerdir.
Burası tamamen Türk'tür hatta bu aileler Yörük Türkmenleridir. Kayıtlarda Müslüman Oğuzların, Tanrıdağı ve Karagöz Yörüklerinden olup, Konya ve Aydın yöresine yerleşmiş bulunanların isimleri teker teker yazılı bulunmaktadır.
Buradaki 950 tarih ve 82 numaralı il yazıcı defteri ile 1051 tarih ve 469 numaralı il yazıcı defterinde Anadolu'dan Rumeli'ye geçen Türk boy ve ailelerinin isimleri açıkça yazılı bulunmaktadır.
Bunların Müslüman Oğuz Türk'ü Yörük Türkmen boylarından oluşan ailelerinin kimler olduğunu kayıtlarda belirtmektedir.
İşte bu kayıtlarda Atatürk'ün atalarının kaydı da mevcuttur. Atatürk'ün dedesi Hafız Ahmet Efendi'nin saçları kırmızı olduğu için adına Kırmızı Hafız Efendi derlerdi.
Atatürk'ün dedesi Kırmızı Hafız Efendi, Kocacık Nahiyesi'nde ilkokul eğitmenliği yapmakta idi.
Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi de Kocacık Nahiyesi'nde dünyaya geldi. Babası Ali Rıza Efendiye Alüş Efendi derlerdi.
Atatürk, özbeöz Türk olup, Konya ve Aydın yörelerinden gitme çok asil bir ailenin evladıdır.
Zübeyde Hanım'ın soyu Yörük'tür. Ailesi Fatih döneminde Karamanoğlu Beyliği'nin yıkılmasından sonra (1466), Balkanlarda fethedilen yerlerin Türkleştirilmesi için göç ettirilen ailelerdendir.
Konya bölgesinden geldikleri için bunlar, ismi ile resmi kayıtlara geçmiş ve böyle anılmıştır.
Aile, Vodina sancağının Sarıgöl nahiyesine yerleştirilir. Zübeyde'nin babası Sofuzade Feyzullah Ağa'dır.
Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Hanım, Yörüklük için şunları söylemiştir: "Annem her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi. Bir gün Atatürk'e, 'Yörük nedir?' diye sordum.
Ağabeyim de bana 'Yürüyen Türkler' dedi. Yani Zübeyde Hanım da Türk'tür." (Başbakanlık Eski Müşaviri Şecaattin Zenginoğlu'nun Bilgi Çağındaki Türk Gençliğinin Yükselen Sesi - 1999, isimli kitabından)
Maalesef, Ehl-i Beyt'e karşı olanların Mustafa Kemal de bu soydan geldiği için ona da karşı olduklarını görüyoruz.