Prof. Dr.
Haydar Baş'ın gazetemizde 12.11.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır
Bu sene vatandaşların yoğun katılımı ile yad edilen 10 Kasım törenlerinde başkent Ankara sağanak yağışa rağmen ellerinde karanfiller ile milyonları Anıtkabir'de ağırladı.
Vatandaşlarımız İstanbul'da 7 km'ye ulaşan Ata'ya saygı zinciri oluşturdu, İzmir'de 2400 kişinin katılımı ile ortaya dev bir Atatürk resmi çıktı.
Türkiye genelinde saatler dokuzu beş gece aynı hassasiyet gözlendi. Olaylı 29 Ekim kutlamalarının ardından, 10 Kasım anma merasimleri de vatandaşların yoğun ilgisi ile yaşandı.
Bu yoğun ilgi milletimizin kurucusunun şahsında görmek istediği bir "bilek oluşu ve bağımsızlık ruhu"nu işaret etmektedir. Zira bugün bağımsızlık ruhu kaybolmaktadır.
Türkiye, Gençliğe Hitabe'de varlığından bahsedilen tehlikelerin bilfiil içindedir. Kurtuluş Savaşını verdiğimiz esnada içinde bulunduğumuz tehditler yine mevcut.
Bazı çevrelerce değiştirilmeye çalışılan Cumhuriyet; üniter yapı, anlamı yitirilmeye başlanan bayrağımız, dil birliğine gösterilmeyen hassasiyet bunlardandır.
Maden ruhsatları ile yabancıların fiili idaresine geçen madenlerimiz, özelleştirilen kaynaklarımız, hatta bağımsız hale getirilerek para basma yetkisini kaybeden Merkez Bankamız o günün şartlarını aratmamaktadır.
Sevinerek gördük ki, milletlimiz bu oyunların farkında ve onu bir yapan, diri tutan varlık nedenlerini Mustafa Kemal'in şahsında korumaya kararlı.
Milletimizin birleşerek, üzerimizde hesabı olanlara verdiği mesaj aslında günümüz liderlerinedir de.Bir lider halkının içinden çıkmalı ve onun derdini dert edinmeli ve ona sonuna kadar sahip çıkmalıdır.
Rusya Today kanalına açıklamalarda bulunan Esad, Arap devletlerinin Türkiye'nin ve batının kendisini istememesine rağmen iki yıldır iktidarını koruyabilmesini halkının desteğine bağladı.
Türkiye'de en güçlü iktidarların yüzde 50 oranlarında oy alabildiği bir seçim atmosferinde Sayın Esad, yüzde 70'ler ile halkının başındadır.
Türkiye ise, halkının neredeyse tamamının gönlünü kazanan bir liderin gitmesini neden istemektedir?
Başbakanımız halkımızın yoğun ilgisi ile gerçekleşen anma törenlerine iştirak dahi etmemişken, başka bir ülkenin halk desteğini arkasına alan lideri ile kendini kıyas etmelidir.
Anıtkabir'de ve diğer illerde izlenen tablo, milletin kurucusu gibi bir lidere olan özlemidir.
